18 Ocak 2016 Pazartesi

Dağkahverengisi Günlüğü II

Gece karanlık olsa ne çıkar, içinde sen varken, dağkahverengisi.

Üzerimden hiç ayrılmayan gözsün. Bir çift göz, her şeyimi gören. Tüm renkleri içinde taşıyan renksizlik.

Kaybolan zamanın içinden seni bulup çıkarıyorum. Zaman, upuzun bir ip, düğümlenmiş yer yer. Bir ipin peşine takılmış gitmekteyim. Hangi düğümde durmuş beni bekliyorsun? Buldum seni kendimde, buldum seni, kaybolan zamanın içinde. 

Kim giderse gitsin. Kimsenin gelmesine yok gerek . Bendenhiçuzaklaşmayanşeylerbanayeter. Mâşuk, âşığını istese de terkedemez. Âşk, iki kişinin taşıyamayacağı kadar büyük bir yük, o yüzdendir tek kişilik oluşu. "Âşkı sırtıma aldım / Taşıdım / Evladım dedim*"

Gecenin üçüne yolculuk. Gecenin içine yolculuk geçende. Gece ayıp şeyleri de fısıldar kayıp şeyleri de. Ben, tüm bilinilirliğine sahibim renginin. Tüm uzuvlarımın efendisi. Kıymetlimisss.

Bir çiçek sunmak isterdim sana. Bildiğim tüm çiçekler emaneti birinin, tarihin, zamanın, mekânın. Ne sunacağım sana? Adak övüncüdür soyumun. Kurban, övgüsüdür güzelin. Sana sunacağım adakların en güzelini. Seçeceğim çiçeklerin el değmemişini. Bir dağ başından, bir kaya dibinden, bir ırmak kenarından bulacağım. Ömrüm, adanmışlığıdır varlığının. Sunakta sana adanmışlığım. Bir çiçek sunacağım sana. 

Severus Snape'in maralı, Lily. Zihin duvarımdaki çentiklerden en derine batanlardan birisi. Severus, sev- kökünden, Türkçe olmasa dahi benim için. Kelimelerin evrenselliği ve bambaşka dillerde dahi anlam ifade edebilirliği. Kelimelerdendahagüçlübirşeybilmiyorum. -Sen hariç.- Gül kokmak için varmam gerek yanına. Bir geyik olup koşmak isterim.

Yine gecenin bilmem kaçına yolculuk. Dün beş buçuğuna, evvelsi gün üç buçuğuna, bugün bilmem kaçıncı buçuğa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder