25 Aralık 2019 Çarşamba

Âlâ

Âlâ bir güneş doğdu üstümüze bugün
Karanlığında kalbimin
Ben çok tapınaklar yıktım
Âlâ bir cinayet işledim bugün
Bugün günlerden seninertesindi
Seninöncen ve seninarefen
Nasıl çekerse bir mıknatıs öteki kutbunu kendine ayın
Nasıl dövüşürse duvar dibinde bir devrimci
Nasıl kapanırsa sokaklar geçide
Kapatacağım, kapatacağım, kapatacağım
Tüm perdelerini kalbimin
ve içime kapanacağım
Âlâ bir savaşın sonunda
Muzaffer bir mağlubiyetle döneceğim kendime
ve kendimi kendimde bulamayacağım
ve kendimi kendimde bulamayacağım
ve kendimi sana misafir olmuş bulacağım
Sende yatıya kalmış
Sende kalıp can vermiş
Âlâ bir cinayet işleyeceğim bugün

16 Aralık 2019 Pazartesi

Belki

Belki benim kaçırdığım bir otobüste
Sen vardın ve ben ıskaladım zamanı
Kaderi ve seni
Belki güvertesinde dikildiğim vapurun
Bir köşesinde sen vardın ve ben dalmıştım
Okumaya Handke'yi ve ıskaladım
Seni, kaderi ve aşkı
Belki bir yerlerinde bu garip dünyanın
Bu ölçülemeyen zamanın
ve köksüzlüğünde takvimin
Senden bir işaret vardı ve ben
Okumayı bilmiyordum seni
Senin dilini ve kalbini
Ben okumayı bilmiyorum hiçbir dili
Kendiminkinden başka
Belki sen vardın bindiğim trenin bir vagonunda
Ama ben çokça dalmıştım müziğe
ve camdan geçen görüntülere
yansımlara
ve görmedim seni, yansımanı ve varlığını
Belki sen, bir yerlerdeydin ulaşabileceğim
Dokunabileceğim, görebileceğim
Ama ben hiç kaldırmadım başımı
Okuduğum kitaptan
ve ıskaladım seni
Iskaladığım gibi belki de hayatı, yaşamayı ve dünyayı
Şimdi bilmiyorum biliyor muyum
Nasıl ıskaladığımı bunca şeyi
Bir otobüs durağında, bir vapurun güvertesinde
Kadıköy'e giden bir motorun ücra bir köşesinde
Osmanbey'deki metro durağında
Şişli'deki ara sokaklarda
Bilmiyorum acaba neler neler ıskaladım ben
Bunca dalmışken dünya harici şeylere
Bunca silinmişliğimle

15 Aralık 2019 Pazar

Muaviye'de Arzu ve Çöl

Muaviye inse atından Hüseyin yürüse çölden
Ali koşsa öteden Peygamber dolaşsa Kâbe'den
İsa koşsa Nazıra'dan Musa yetişse tepeden
Yahudiler tapmasa puta boşluğunda tanrının
Tanrı dinlese kullarını ve dilese
Ne değişirdi sanıyorsun dünyada
Kâbil öldürmese kardeşini Hâbil yaşasa
Âdem yemese elmayı Havva kandırmasa
Şeytan şaşmasa yolundan cinler ateşi yutsa
Başka mı olurdu sanıyorsun kaderin
Tanrının bunca oyuncağı olmuşken varlığın
Farklı mı olurdu sanıyorsun yaşamın

-Hey, ahmak!
Sen!

Biz Muaviye'yi iyi bilmezük, kötü de bilmezük
Bizler Muaviye'yi hiç bilmezük
Tıpku benim sevgülü Tanrum
Senü bilmedüğümüz gibi

14 Aralık 2019 Cumartesi

Bir

Bir şiir okudum bir şiir yazdım
Ben adını andım bir adını verdim
Döndüm dolandım güllere dolandım
Günün rengini alıp sana derdim
Bir şiir okudum bir adını andım
Bir sırrını aradım dünyanın
Bir sırrında sarhoş oldum sadânın
Bir anlatsam sana nedir ney'in içindeki
Yas mı hüzün mü ölüm mü keder
Bir anlatsam sana nedir benim içimdeki
Elem mi cinayet mi bıçak mı
Nedir beni bunca körelten
Bir şiir okudum bir sana taptım
Bir tanrıya rast geldim bir sevgilim merhaba dedim
Bir kendimi öldürdüm bir kendimi intihar ettim
Bir dilimi yedim bir kulaklarını doğradım
Bir imlayı boşladım bir imlayı ürettim
Bir kendimi bir seni bir de tanrıyı
Bir beni bir benliği bir bensizliği
Bir annemi bir babamı bir de seni
Bir Resullullah'ı bir Allah'ı
Bir Ebu Bekir'i bir Ali'yi bir de Muaviye'yi
Bir Hasan'ın eşini bir Hasan'ın kendini
Bir şiirde andım bir şiirde seni andım
Bir seni sevdim bir seninle seviştim
ve sildim.

13.XII.19 A night of fall.

2 Aralık 2019 Pazartesi

ve Güneş Yarı Doğdu O Gece

ve eşimin öldüğünü farkettiğimde
yarım battı ay
yarım doğdu güneş
yarı gömüldüm ben
gecenin koynundaki toprağa
yarı uykuya daldım
yarı öksürdüm
yarım bardak su içtim

ve eşim kalkıp geldiğinde rüyamın orta yerinde
yarı doğruldum yatağımdan
hoşgeldin, sedası dökülürken dudaklarımdan
hoş gitti
hoşçakal, dedim düşümün alacalığında

ve ziyaret ettiğimde eşimin mezarını
yarı açıldı kapısı mezarın
yarı gölgelendi ismi taşta
yarı aydınlandı adım
yarı doğruldu toprağında
yarı uzattı dudaklarını
yarı kapattım gözlerimi
yarı sevdim seni
yarı öldürdüm
ve eşimin toprağında
yarı dirilttim kendimi
yarı vaat ettim yarı var
yarı gömdüm yarı öldürdüm
yarı bıraktım

ve eşimin öldüğünü farkettiğimde
öldüğümü anladım
ölüm nedir diye sormadan

30 Kasım 2019 Cumartesi

Ben, Hiç Kimse

Ben, hiç kimse
Hiçbir şey yapmadığım için
Mahkum edildim yaşamaya dünyada
Hiçbir insan hiçbir şey yapmadan
Her şeyle nasıl cezalandırılır
Öğretti bana, Tanrı, Baba

Ben hiç kimse iken
Ne demek olduğunu sordum kendime
Benliğimin
Hiçbir yanıt bulamazken varlığıme sebep
Ne demeye geldim bu dünyaya
Neyi yaşamaya
ve kimin kararıyla
Neyin hesabını vermeye

Ben, Bay Hiç Kimse
Baylığımı da yere çalmak isterim
Baygınlığımı da kötü zamanlardaki
Koşulsuz sevgi arayan
Koşulsuz sevgi sunsun
Ölümü arzulayan ölüme
Aşkı arzulayan aşka
Hiçliği arzulayan hiçliğe kavuşsun
Ben, Bay Hiç Kimse
Baylığımı da hiçliğimi de
Yere çalmak isterim

Ben, Bay Hiç Kimse
Ne sevmeyi ne sevilmeyi ne sevgiyi bilirim
Doğam gereği meyyalim mahvetmeye
Ben, hiç kimse
Mutluyum galiba biraz mahvettiklerimle
Biraz yok ettiklerimle
Biraz terk ettiklerim, biraz terk edilmişliklerimle
Ben galiba mutluyum bir parça yaşadığım
Bir parça da yaşatmışlığımdan ötürü
Affet yine de sen beni
Ey, Tanrı, Baba, Sevgili
Mutluyum isyanımdan
Ey, İsyan
Sana bir kucak dolusu sevgiler getirdim
Ben, hiç kimse'den

2 Kasım 2019 Cumartesi

Badem Ağacı yahut Troya'ya Kan Bulaştı

Dönmeyeceğini bile bile
Yıllarca gözledim gemileri

Derler ki
Troya'nın kanı bulaştı yazgılara
Hiçbir çocuk süt emmez oldu artık
Ağaçlar çiçeğe durmaz
Badem ağacı yaprak açmaz
ve hiç solmaz
Bahar gelmez oldu artık
Troya'nın kanı düştü toprağa
ve laneti
Aşkımıza

Gemiler yanaşır limana
Gemiler ayrılır
Gemiler yanaşır ve ayrılır
Gemiler,
Sanki birer umut kaynağıdır
Hayata

Döneceğini bir gün hayal ede ede
Yıllarca izini aradım denizlerde

28 Ekim 2019 Pazartesi

I Said Hello, You Said Goodbye

Sana verecek hiçbir şeyim yok
intihardan başka.

I only have myself
and am ready to cut my head
for you.
I guess you don't know that
Abraham followed me
he wanted to sacrifice
his the most valuable thing
his son
that
I wanted to sacrifice mself
Because I have only have myself.

Sana kendimden başka verecek
yalnızca bendeki ben var
dilersen senindir.

Dilersen seninim.

18 Ekim 2019 Cuma

Tuz ve Gül

Öfkemden kussam tanrıyı
ve kana bulasam geceyi orta yerinden
kim soracak hesabını sessiz gecenin
öten kuşlara ilişme
hiç bitmiyor insanla kadın arasındaki didişme
kes at ve yırt kitabı orta yerinden
tüm kutsalları hamile bırakmış
günahsız ruhu terk et

Öfkemden ben neler doğurdum bir bilsen
bir daha yaklaşmazdın bana
hiç okumamış biri
oğlunu yiyen babayı
ne anlar benden ve ben ne anlatabilirim
bilmeyene oedipus'u
sıyırırım etimi kemiğimden
tuzdur benim diğer adım

tuz ve gül.

12 Ekim 2019 Cumartesi

Yabancı

Bu bozuk dil,
Ne söylese,
Bana yabancı,
Bu topraklar kadar.

Bir yabancı bir yabancının koynunda,
Nefes aldığında,
Uyuduğunda ve uyandığında.

6-23-2018
FSCJ; Downtown

8 Ekim 2019 Salı

Tûtî

Sen, Tûtî
ey güllere rengini veren
hey
çalmasını bilmem mey
dudaklarımı öp, hey

tûtî
sözlerinde boğuluyorum tenimin
alev almış bedenim
tûtî
seni arzuluyordum demin
gel seninle yanardağlara gidelim

geceye gark oldum, âh
vâh, bulutun ardına saklanan ay'a vâh
yanardağ dile gelse
söyleyeceği ilk şey
derdimden, âh

tûtî
al kanımdan bir kadeh.

7 Ekim 2019 Pazartesi

Cüzzamlı Bir Gül Açtı Avuçlarımda

Ben kırdıkça putları
onlar çoğalttı kendilerini
güzelliğinin zekatından
payını alsın Belkıs
Solomon'un olayım ağırla beni
iyiliğinin zekatından
payını alsın Hatîce.

Cüzzamlı bir gül açtı avuçiçlerimde
kanıma rengini ver dudaklarından
seviyorum, kopuyorum, kovuluyorum kapından
bir düş gördüm ki sorma
bunca acıyla göğsümü yorma
cüzzamlı bir düş gördüm düşümde.

Sen kırdıkça taşlaşmış kalbimi
taşlaşıyor taşlaşmamış yanı kalbimin
sen kırdıkça düşünü belleğimin
belleğim çoğaltıyor kendinde seni
sen kırmasan saatimi
saatim durur mu sende
her bir nefeste?

26 Eylül 2019 Perşembe

Zira

korkunç bir geceyle başlar
bütün hikâyeler
(Dinle yırtık gömleğinde rüzgarı taşıyan geceyi)
kötü bir günün sonudur
tanış oluşumuz
olum'a ilk adım
                         "olmak" da ne demek, demek

hep yarım kalacak
-uyuyakalmışımdır
hep bir yarım kalmışlık olacak
kaderi gereği insanın
tam olamayacak

Zira! hep bir ikinci hayat düşü
zira, hep bir rüyalar düşüşü
zira, hep bir hayaller düşü
zira, hep düşün düşü
zira, insan hep küstü

Ocak 11, 2019

16 Ağustos 2019 Cuma

Ichetucknee Springs

Şu siyah balığın tenime her dokunuşu
Bir ürpermedir
Soluk derimden içeriye akan

Akan suyun boyunu kestikleri yerde,
Adını hiç kimsenin bilmediği,
Bir çeşme gömülüydü.

Kapının kulları dağılmaya başladığından beri
Her söz öfkeyle beraber
Yenilginin verdiği bunca eziyet
Zilletin yüreğinde

Bu nehir ev olur şu misafirlere
Canlı dediğimiz şu hayranlıkları
İçinde kendileri gibi binlerce
Canlı barındıran

7-4-2018, 4th of July!
Starbucks, Town Center

9 Haziran 2019 Pazar

Melody of the Heart

This place where people come to here to live with magnificently
I can only be successful about death
and bless with my death to your life
My presence, builded to love your presence
The reason why God created me
is for only I chant your name
My love, I bless your name
I love you, darling,
Goodbye.

25 Mayıs 2019 Cumartesi

Love Will Tear Us Apart

American Dream: II

I was memorizing a song,
I don’t remember its name or the artist today;
Whereas I would like to know it now,
Again to memorize.
Only thing I remember about the song to memorize it,
It was my first trial in something foreign to me.
A thing that I wanted to scrape to my mind.
It gives me sadness now,
How did I forgot that song?
Whereas that day had a lot of memories.

Love Will Tear Us Apart

Amerikan Rüyası: II

Bir şarkı ezberliyordum uzunca
Ne adını hatırlıyorum şimdi ne de söyleyeni
Oysa bilmek isterdim şimdi
Yeniden ezberlemek
Bir zaman zihnime kırbaç gibi inen sözlerini onun
Tek hatırladığım ardından onca zamanın, ezberleme arzusu o şarkıya dâir
İlk denememdi bana ait olmayan bir dildeki
Bir şeyi zihnimin kabullenmesini beklemek
Hüzün veriyor şimdi
Unutuşum o şarkıyı
Oysa ne çok anısı vardı o günün
Zaman şarkılarıyla yaralıyor beni
Hep bu unutuş

23 Mayıs 2019 Perşembe

Black Moth Super Rainbow

American Dream: I

I want to write about my memories.

I remember the first moment I heard this song,
I was driving and it was repeating itself,
There was no word in that song.
I wasn’t able to stop to song and myself,
I wasn’t able to touch the “stop” button.
I was listening it again and again,
and I was seeing the survive of the people on the video,
The stars, the people who caught their past, and the drowning feeling.

Black Moth Super Rainbow

Amerikan Rüyası: I

Anılarım hakkında yazmak istiyorum.

Bu şarkıyı ilk duyduğum ânı hatırlıyorum.
Sürüyordum ve şarkı kendini tekrar ediyordu,
Hiçbir sözün olmadığı bu şarkı.
Ben kendimi ve şarkıyı durduramıyor,
“Dur” tuşuna dokunamıyor,
Yeniden ve yeniden dinliyordum
ve akıp giden görüntülerinde şarkının macerasını görüyordum insanoğlunun,
Yıldızları, avuçlarına geçmişini geçirmiş insanoğlunu ve boğulma hissini.

18 Mayıs 2019 Cumartesi

Passenger

Today I am a lost passenger 
Because my compass was you
and a ship without the compass
finds itself deep of the sea

Nothing will change with forgetting or without forgetting 

I only dreamed a peaceful death 
In the middle of our field of wheat
Under an old tree
I only want a cemetery where you’re the guard
I want that you’ll die with me
I want to share with you the same death
At same time

When I lost my dreams
I saw your dream in front of me
The day of I lost your body
I lost my reality too
When people love someone they live in dreams and they don’t want to wake up

Yolcu

Bugün kayıp bir yolcuyum
Çünkü sendin pusulam
ve pusulası olmayan bir gemi
Kendini ancak denizin dibinde bulur

Unutmak veya unutmamak hiçbir şeyi değiştirmiyor

Tek düşlediğim huzurlu bir ölüm
Buğday tarlamızın orta yerinde
Yıllanan bir ağacın dibinde
Tek istediğim bekçisi olduğun bir mezarlık
Benimle ölmeni isterdim
Aynı ölümü paylaşmayı

Düşlerimi yitirdiğim gün
Hayalin vardı karşımda
Bedenini yitirdiğim gün, sıcaklığını
Gerçekliğimi de yitirdim
İnsan bir kez sevince rüyalarda yaşıyor artık ve uyanmak istemiyor.

18 Nisan 2019 Perşembe

Ankara

Ankara’dan geliyorum sana,
Cebimde senin için taşıdığım soğuğu ziyaretimin,
Bir taş duvar, bir bodur çalı ve bir kırmızı ev,
Hepsini topladım geliyorum sana,
Belleğimdeki acıyla.

Otobüsteyim ve başım vuruyor cama,
Başım cama vuruyor ve cam çatlıyor,
Tıpkı beynim gibi,
Etrafa parçalarını saçıyor.
Dön bak geçmişe,
ki ben oradayım,
Uzun bir yolculuk bu sensiz
ama biliyorum,
Sana dönüyorum,
Başka bir şehrin intikamıyla.

31 Mart 2019 Pazar

Aşktır Bizi Var Eden

Aşktır bizi var eden
ve insan kılan.

ve ev,
başımıza gelen en güzel şeydir,
birlikte olunca.

Kapısı açıktır gönlün herkese,
lakin farkı vardır,
soluklanmaya gelenle
soluğun kendisi olanın.

Bundandır kapılar kapanır bir gün,
ancak kalp sever durur,
atar durur,
ömür sürdüğü müddetçe.

28 Şubat 2019 Perşembe

Çocukların Ölüm Dansı

Kendimi siper edebilsem,
Bir çocuğun çığlığına.
Durabilsem önünde,
Bebeğini kaybeden bir annenin önünde,
Yüreğini de yitiren.

Durdurabilsem dünyayı,
Bunca korkunç hikâyenin ardından.

Hâlâ sorarım kendime,
Nasıl yalnızca izler tanrı,
Bunca korkunç hikâyeyi
ve sessiz kalır?

2-26-2019
Roosevelt Boulvard, Publix

Karakış Florida Günlüğü II

Karakış ne zaman bitecek, bilmiyorum ve umursamıyorum. Yazı kucaklamak üzereyken ayrılacağım. Sıcak bir his bu, kışın tam orta yerinde. Peki kış ne benim için, bir mevsim mi yoksa bir varlık mı veyahut bir kişilik. Bana en yakın geleni bir kişilik olduğu, bir isme teneffüz ettiği gibi bir bedene de denk geliyor o. İşte bu, tam da bu kışı benim için farklı kılıyor öteki mevsimlerden. Bir de sarhoşluğu soğuğun. Daha önce bir şeyin yaşanmamış olması onun yaşanmayacağı anlamına gelmez.
Kışın soğuğunda ve ne zaman başlayacağını ve biteceğini kestiremediğim yağmurlarında arabama sığınmış, bir süre için ev dediğim o yere sıkışmış, oda dediğim o yerlere sıkışmış kalmışken, bir özlem, geçmişe ve dolu olan her şeye karşı duyduğum, gelip yerleşirdi göğsüme her zaman. İşte özlemin artık zamanımın bir parçası hâline geldiği günler bir nihayete doğru paldır küldür ilerlerken, İngilizce ve Türkçe klavyeler arasında hızlı geçişler yaparken, buruk bir mutluluğum var. Tüm bunlar bana zamanın bir sürprizi ve hediyesi. Tüm bu tuhaflıkların içinde iki yıldır Florida'da yaşıyorum ve bu garip şeylerden belirsiz bir zevk alıyorum. Hayatıma kattığı her şey için şükran duyuyorum.
Şükran, Florida!

26 Şubat 2019 Salı

Yorgunluk / Ribault'ta Binlerce Gece

Yorgunluğundan ayaklarımın,
Yürüyemez oldum artık ileri.
Düşler gelir savrulur zihnime,
Geri götürür beni,
Geçmişin bataklıklarına.
Geçmişim bir bataklık oluverir;
Saplanır dururum, ilerleyemez bir adım dahi:
Yorgunluk beni benden alır.

Bu baş ağrısı gitmek bilmiyor.
Bekliyorum ve susuyorum durmadan.
Susuyorum ve kana kana içmek istiyorum:
-Seni.
Sensiz bir hülyanın tam orta yerindeyim,
Hiçbir şeye benzemeyen.

Nedir bu yorgunluk ve baş ağrısı,
Nedir bunca şey,
Payıma düşen bunca yoksunluk:
Neyin bedeli ve eskilerin dediği gibi;
Hangi günahın karşılığı bu?
Cevabını hiçbir zaman anlamayacağım
veya şimdilik,
Ki önemli değil eğer şimdi anlamıyorsam,
Cevabı.
Gelecekten umutsuzum:
Yarın yok ki.

Seni sevdiğim kadar,
Hiçbir şeyi sevmedim
ve yoksunluğun
ve yokluğun,
Tanrının yokluğundan ve yoksunluğundan bile
ve hatta yoksulluğundan,
Çok acıttı canımı.
Seni seviyorum,
...

ve bu yorgunluk,
Hiçbir zaman gitmeyecek,
Çünkü hepsi,
Yalnızlığımdandır,
Yalnızlığın diğer adı, sensizliktir,
Hattı zâtında gizli.


2-25-2019





Ribault, Jax, FL

5 Şubat 2019 Salı

Karakış Florida Günlüğü I

Ne daha önce bildiğim gibi bir yaz, ne de daha önce bildiğim gibi bir kıştı. Denizi hiç görmemiş doğulu bir çocuğa denizi anlatmak gibiydi Florida. Ne fırtınası ne koyu yağmurları daha önce bildiğim şeylere benziyordu ama öğrendim. İnsan yaşamak için öğrenmeye mecbur. İnsanların birçok şeyi yapmaya mecbur olduklarını ve kaldıklarını burada öğrendim. Yepyeni bir dünya ve heyecandı benim için. Daha önce başıma hiç gelmemiş bir şey. Ancak her şey sanırım bir gün tamam oluyor, ama kendime soruyorum: Eksik kalan bir şeyler yok mu hâlâ? Hayatımda, amaçlarımda, yaşamımın derinliklerinde, ruhumda, kalbimde, ailemde, dünyada, tanrıda, hâlâ eksik bir şeyler yok mu ve eğer varsa ne zaman tamam olacak bunca şey? Sanırım hiçbir zaman. Büyüdüm ve yenildim. Başka şekiller ve boyutlarda. Yenilginin farklı boyutlarını gördüm. Karakış geldi çattı ve ben öğrendim. Florida'da öğrendiğim en önemli şeylerden biri öğrenmek oldu. İşte bugün, tam da olduğum yerde, 2840 Herschel Street, Apt 7'de oturmuş, hayallare dalarak geçmişe bakıyorum. Bugünü ve dünü nasıl hatırlıyor ve hatırlayacaksam seni, sensizliği, seninle olmuşluğu da öyle hatırlayacağım. Yenilginin ne olduğunu soruyorum kendime, şeytan gibi cennetten kovulmak mı, Âdem gibi bilinmez bir keşfin bedeli mi, yoksa sadece bana ait olan basit bir şey mi; hangisi ve hangisi olmalı; büyük amaçlarla mı yaşamalıyım veya yaşamak zorunda mıyım? Kuşburnu çayını yıllar sonra yudumladıüım şu ânda neyi düşünüyorum yalnızlıktan ve kimsesizlikten başka? Yalnızca ben, ben miyim? Soru sormayı ve onları cevapsız bırakmayı seviyorum. Öte taraftan ne zaman sorularımı görsem onları cevaplandırıyorum kendime. Ancak ne zaman dilim bir şeyler söylemeye yeltense veya parmaklarım yazmaya, olmuyor, yine bir şeyler eksik kalıyor. ve kendime yine soruyorum: Bu dile getiremeyiş aslında tam olarak kavrayamadığımdan mı ileri geliyor yoksa her şey dile gelmez, bazı şeyler sadece farkedilir/hissedilir mi? Tam bu soruyu sorarken başka bir soru daha geliyor: Bahane mi arıyorum açıklayamayışıma yoksa bu da doğal bir soru mu? Hiçbir zaman sorular bitmeyecek, bitmesini istemem de. Bunlar beni var edecek, hepimizi. Sorusu olmayan bir hayat ve benlik olabilir mi? Herhangi bir soru olabilir ancak sorular daim her zaman. İşte böyle böyle devam edeceğim. Karakış Florida bu. Öğreniyorum ve yazıyorum.

Âh Bir Melektir

Âh, meleğim
yüzümü sana dönüyorum
Âh, meleğim
sen güneş
yakıyorsun gözlerimi
ey melek
yüzümü sana dönüyorum

Âhım düştü sana.

Kitabındaki "K" ben miyim?
Anahtar

dokunmayı beceremem

tekrar oku
severim tekrar etmeyi
hikâyeyi

hikâyeni yazacağım
çölün tam orta yerinde
-yolum ne zaman düşerse Kâhire'ye
-söz

Ocak 11, 2019

Love is What Makes Us

Love is what makes us
and it makes us people.

and home,
is the most beautiful thing,
when we are together.

Heart's door is open for everyone,
but there is differences,
someone to come to breathe
or it is breath, itself.

Therefore all doors can close one day,
but the heart always loves,
it hits and stops,
during the life.

2-4-2019,
Home.

Taş Kanadı

Taş yarıldı, güzelim ve kan aktı,
Arnavut kaldırımları yarıldı
ve her yarık,
Yeni bir bebeğe durdu.
Yeni nesiller katili zamanın.

Taş nasıl ağladı, hiç bilmiyorsun, güzelim,
Yağmur altında ıslanır gibi,
Sahilde kumlara karışır gibi,
Gölde balıklara sığınır gibi,
Taş durmaksızın ağladı, güzelim.

Daha üç taşı bile üst üste koyamazken,
Kalbime yığdım seni, üst üste, alt alta,
Kalbime yerleştirdim seni,
Kalbim nasıl taşlık bir vadi,
Hiç bilmiyorsun, güzelim.

Taş çizgi çizgi olup döküldü, güzelim,
Yoklara karıştı, kırklara,
Dönüp etrafında durdu, güzelim.
Al bir taş, savur denize, sektir dalgalar gibi,
Sesi öte yakadan duyulsun, güzelim.

12 Ocak 2019 Cumartesi

Rüzgârın Dilleri

I: The Aajej

Bugün,
geceyi bıraktığım yere bakıyorum
yarım kalmış bir düş gibi
onu alıp
kum fırtınlarına salıyorum
kumlar,
içip içip bitiriyor gecemi
ve ateş sönüyor.

Yüzüm yandı.

II: The Ghibli

rüzgârın beni onurlandırdı
ferahlığını sununca susamışlığıma
rüzgârın bana bir nefes
beni kuma gark eden

Kim bilir rüzgârların dilini bizden başka?

III: Harmattan

kırmızı bir bulut gibi

buraya gel
bana elini ver
hiç dokunmamış / dokunulmamış
gibi ruhun
öpüp sardım avuçiçlerimle

IV: The Simoon

kılıcını çek-me
kanı damlıyor toprağa içimin
seheryeli izini bıraktı
gövdeme
görürsün ilk bakışta
ve tanır
(kendi izini)

Ocak 11, 2019

4 Ocak 2019 Cuma

Bulutun Vahyi

Melek geldi kapına ve durdu,
Giremedi içeri zira büyüktü vahyi,
Kanatlarından ve kapıda bekledi,
Gelmeni ve mağarasına çekilmiş;
münzevi, ey sen -Oku! -Oku! ve -Oku!
Hiç bilmediğin hâlde ve göğe,
dönecek göğü kaplayan.

Yola düşen tüccarlara; yolda olan,
Güneş, tuzağına düştü bir bulutun
ve izler seni bulut her adım atışında.
Çek elbisenin eteklerini yoldan,
Altın saçıyorsun attığın her adımla,
Oysa çöl saklıyor adımlarını.