20 Eylül 2013 Cuma

Yusuf'dan Züleyha'sına III

Züleyha'ya;
Nil'in suyu çekilmeye başladı artık, giderek kayboluyor, bir daha hiç akmayacak gibi.
Sen yoksun, çölleşti artık suyun bol olduğu her yer, çöl bollaştı artık.
Balıklar yok artık bu nehirde, sen seversin diye intihar ettiler belki, bir daha gelmeyecekler Mısır'a.
Herkes nereye gitti böyle, doğa neden terketti burayı böyle anlayamıyorum.
Deniz nerede kaldı hiç bilmiyorum, ne yöndeydi bu çölün bittiği nokta haberim yok.
Nil'in suları çekildi ve artık timsahlar başıboş kaldılar, şimdi hepsi et peşindeler.
Yolumu kesiyor timsahlar ve Nil'in suyunun kesilmesini bana bağlıyorlar.
Yokluğun timsahları bile kışkırtıyor ve hepsi bana saldırıyor Züleyha, paramparça etmek istiyorlar.
Oysa zaten paramparçayım, derimin altında et kalmadığını bilmiyorlar, etimin kuru ve yavan olduğundan haberleri yok, timsahlar artık istemezler beni, ben zaten istem dışındayım.
Artık rüya göremiyorum, rüyalarıma siyahlık egemen, sadece siyah görüyorum ve uyanıyorum.
Uyuduğumu bile bilmiyorum, uyku uzak bir diyarda ulaşmamın zor olduğu bir dost belki.
Rüya görmüyorum artık, görürsem içinde sen oluyorsun, daha doğrusu yokluğun oluyor.
Uyumak istemiyorum, uyku bana sensizliği gösteriyor, uykum felakete dönüşüyor ve ben uyanmak istiyorum.
Uyanmak istediğimde bırakmıyor beni, yaka paça içine çekiyor ve bedenim kımıldanamıyor, uykum ağır bir şekilde devam ediyor.
Uyanıyorum sonunda, bu sefer sensizlik yine peşimi bırakmıyor ve hatırlatıyor kendini, her yerde yokluğun var.
Bu yokluk, yokluklar içinde en belirleyici olanı, en tesiri olanı ve benim ne yapmam gerektiğime karar vermemi en engelleyeni, yoklukların şahı.
İnsan bazen köleliği şahlığa tercih ediyor, herkes elindeyken o herkesin içinde olmayan kişi her şeyin oluyor.
İşte o zaman anlıyor insan, güçsüzlüğünü, acizliğini, bağımlılıklarını ve bağlılığını.
Bağlar kopmak bilmiyor bazen, sen onu çözmek istersen o seni boğmak istiyor, sen nefes almak istersen o aldığın nefesi boğazına tıkar.
Yutkunursanda bırakmaz seni, öldürmezde, öyle tutmasını bilir, o yüzden insan bağlarını koparmaya çalışmamalı boş yere, fayda etmiyor nasıl olsa, işe de yaramıyor.
Köle olmalı insan en iyisi, istediğine köle olmalı, o zaman peşini bırakıyor bu bağ, bağın efendisine dolanıyor, işte Züleyha, firavun olmak değil çare, istediğin insan olmak, istediğin insanla olmak.
Köle olmalıyım bir anlamda, köle olmalı Züleyha'ya, köle olunmalı kölesinin kıymetini bilene.

Kölelik değil beni sende tutan, sana köle olmanın getireceği bahtiyarlık.
III

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder