19 Eylül 2013 Perşembe

Yusuf'dan Züleyha'sına II

Züleyha'ya;
Saraylar insan hayatında bazen modern zindanları temsil ediyor, zenginliğin içerisinde yokluğu.
Belki de bunca var olan şeyin aslında gerekli olmadığını ve bunca varlıktaki tek noksanlığın -senin- gerekli olduğunu.
Bu saray ne kadar zengin olursa ben o kadar yoksul oluyorum, ne kadar kalabalık olursa başım ben o kadar yalnız oluyorum.
Ne kadar haşmetli olursa üzerimdekiler ben o kadar çıplak hissediyorum kendimi ve sen olmayınca o kadar güçsüz.
Koridorlarında yürüyen kalabalıklar ancak yalnızlığı vurgulamak için ve yokluğunu hatırlatmak.
Bunca insan arasında kimsesiz olmak ve kimseyi değil yalnız birini aramak büyük bir cezanın parçasıdır.
Yokluğun Züleyha, buradaki herkes ve hatta herkesten daha çok kadar etkileyici.
Bütün Mısır'ı doğrudan etkiliyor sanki, aklım sende kalmışken hiçbir işimi yapamıyorum.
Hiçbir söz çıkmıyor ağzımdan, ellerim sana yazmaktan başka bir işe yaramıyor, senden başka hiçbir şey yazamıyorum.
Bu bir büyük felaket aslında, sensiz olmak kuyudaki hayatımın bir devamı niteliğinde.
Bir nevi kuyudan beri süren bu sürgün devam ediyor, hayatım sürgünün içerisinde geçip kayboluyor.
Evet, hayatım kayboluyor, nereye gittiğini ve ne yöne doğru hareket ettiğini ben bilmiyorum.
Bir tepenin zirvesinden yuvarlanmaya başladım ve nereye kadar yuvarlanacağımı kimse bilmiyor.
Tepenin eteklerinde beni bekleyen bir uçurum olmalı, tepe dik ve toprağı sert.
Sanki toprağın tadına bakmış gibiyim, ağzıma kumlar dolmuş, ben o kumu yemeye mecbur kılınmışım.
Yaşamak için o kumu yemeliyim, sensiz yediğim her şey kum gibi, tadı yok, mecburiyet.
Oysa yaşama isteği yok ki hiç, sadece vazifemi yapma mecburiyetim var, yaşama zorunluluğu.
Altından bir kadehti su içtiğim, değerli değil oysa avucundan bir yudum su içmek kadar.
Altından önüme konan çatal bıçaktı, değerli değil hiç senin çatalından yemek kadar.
Altından ipek işlemeli giysiler giyenler var her yanımda, güzel değil oysa hiçbiri senin kadar, tırnağın kadar.
Ne Mısır güzel bütün gizemine karşın, ne Nil güzel ne de Keops.
Hepsi sen olunca güzel, senin yokluğunda bütün gizemini kaybetmiş ve gözden düşmüş.
Senle olunca güzel hepsi Züleyha, senin gözlerinle görünce güzel, sen görmeyince yoklar, yokluktalar, boşluktalar.

Paha biçilmez eserlerle dolu bir zindanda yaşıyorum, görkemli Mısır'da bir köleyim, sana.
II

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder