23 Mayıs 2013 Perşembe

Cenneti Fethetmek

".. inandığımda gözümde canlandıramıyorum, canlandırdığımda ise pazar günkü kadar güzelsin,
- yok, buna artık güzellik de denemezdi; cennetin yerini yurdunu şaşırmasıydı bu..."

- F. Kafka


Cennet senin olduğun yer aslında.
Sen cennetten bir görünümsün.
Sen aslında benim için başlı başına cennetsin.
Sen cennetimsin.
Cennet olarak seni düşünmek o kadar güzel ki.
Sonsuzluğu sende tatmak istiyorum.
Sen benim için sonsuzluk demeksin.
En güzel kavramların en güzel anlamısın.
Bütün kelimeleri senden türetiyorum.
Her kelimemin kökünde sen varsın.
Dilime köken olarak seni seçtim.
Seni tanıdığımdan beri aklım sonsuzluğu kavrayabiliyor.
Gözlerinde kaybolduğumdan beri.
Yeşilden beri ötelere geçmeyi öğrendim.
Aklın sınırlarını aşabiliyor insan.
Aklın ötesine sahip olduğunda, ve oralara uzanabildiğinde.
Sonsuzlukta tutunmak için sen yetiyorsun.
Sana tutunduğumdan beri hiç ayrılamadım.
En şiddetli fırtınalardan dahi seninle çıktım.
Cennet bu yüzden güzeldir.
Hiçbir şekilde insanı ayırmadığı için.
Aksine orası insanı içerisinde barındıran bir yer.
Yaratıcı'nın en güzel hediyelerinden.
Cennet birazcık dünyada da var oldu.
Yeri yurdu başka yerde ama buradada ondan bir parça var.
Sen varsın.
Ben ona daha da erken sahip olmak istiyorum.
Tıpkı atalarım gibi.
Fetihlerimi çok daha erken yapmak istiyorum.
Bu benim kanımda var.
Cennet uzanmış duruyor işte önümde.
Ben cenneti fethetmek istiyorum.
Cenneti fetheden kumandan olmak istiyorum.
İmkânın sınırlarını tanımıyorum.
Ben mümkânsızı biliyorum, sınır görmüyorum.
İnançlarım sınırları yok sayıyor, göstermiyor.
Cennet önümde, fethedilmek için bekliyor.
Ben ona doğru gidiyorum.
Dolu dizgin, at sırtında, şaha kalkmış olarak, küheylan gibi.
Sür'atle ona doğru ilerliyorum.
Cennetim.
Sana geliyorum.
Cenneti fethedeceğim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder