26 Mart 2013 Salı

Kafile

Göğsüne yatır beni, düşlere götür beni.

Şimdi bir kafile adım adım yol alıyor.
Senin kalbinin derinliklerine doğru.
Sana doğru.
Bütün değerli taşlarına süslenmiş atlılar.
En nadide parçalarla bürünmüş sandukalar.
Bütün çölleri, dağları, tepeleri aşıyorlar.
Bütün zorluklara katlanıyorlar.
Senin kalbinin yolu neden bu kadar çetrefilli?
Neden bu kadar değerli?
Kafile bu yolu alıyor dilinde hiçbir kötü söz düşmeden.
Bütün özüyle kavramış bu hediyeyi.
Kalbine bir hediye verecektir bu kafile.
Kalbimden bir parça taşırlar sana doğru.
En derinlere saklamak ve oraya gömmek için.
Altunları sandukalarla yığmak için oraya.
Kafilenin değeri kalbin ölçüsüncedir.
Sevgimi taşırlar bütün varlıklariyle.
Bu kafilenin her bireyinde yüklenmiş bulunur.
Ve bu kafile ulaştığında sana.
En derin düşlere dalmak istiyorum.
Düşlerin hepsini kucaklamak ve orada yaşamak.
Bu düşten uyandıranın kellesini uçurmak.
Uykumdan ayırandan kurtulmak.
Bu kafile sana büyük bir hediye taşıyor.
Bütün yolları senin için aşıyor.
Arşınlıyor bütün çölün kum taneciklerini.
Sususzluktan dilleri kuruyor.
Güneş tepelerinde bitiyor.
Senin serabını görüyorlar.
Senin için sonuna kadar dayanıyorlar.
Bu kafile senin için yolları arşınlıyor.
Bir gün varacaktır elbet sana.
Çetrefilli yolun sonunda kalbine ulaşacaktır.
Göğsünde sonsuza kadar uyuyacaktır.
Hiçbir düşten uyanmayarak.
Dillerinde aynı sorunun cevabını arayarak, bulamayarak:
Senin kalbinin yolu neden bu kadar çetrefilli?

Ten sönmeden bitmez bu hadise.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder