24 Temmuz 2017 Pazartesi

Utanç

Utanç içinde

İnsan artığından   savaşlar
yapıldı  kuru    ot yığınları
üzerinde,   ruh   artığından
bedenler dikildi, yaslı  ka-
dın çadırlarında,  hiç kim-
se duymadı, ne seni ne de
beni, bizi kimse duymadı,
içinde  olduğumuz  savaşı
                   da.

Şimdi   utanç   içindeyim,
boynumda  gördüğün ger-
danlık  değil  kanlı  bir  e-
lin   izi,  mührünü   vuran
en     görünür       yerime.

Tunca  değsin  elim  hiç
durmadan,  susunca iyi-
leşmez acılar,  kurutun-
ca tadını kaybeder mey-
veler,  her şey yaşarken
             güzel.

Bir çan kırıldı minareler
gölgesinde,    çığlıkların
dili yoktu,  dini, her şey
bugün  gibi  diri,  sözler
birer yanılsama, benzer-
           likler gibi.

Avut kendini eğer    başara-
bilirsen,    ki mümkün değil
artık yaşamak   acı çekmek-
ten, rahipleri terk et,  keşiş-
leri,  hocaları,    ben içinde-
yim, yalnız beni hisset, ben
          yeterim sana.

Utancımı hissetmez oldu     bu
çağ, insanlar; birer duvara dön-
dü duyarlı denilmiş     ne varsa,
ağaç köklerine karışmak   ister-
dim,       tüm görünürlüğümden
kurtulmak,   bir ağacın yalnızca
rüzgâr esince    dinlenen sesine
          karışmak isterdim.

Ne istedimse kaybettim herkes
gibi,  herkes benzeri birbirinin,
kaybettim herkes gibi, dil'e ge-
     tirdim, dile getiremedim.
  
Tunçtan bir sancı göğsümde do-
lanır da durur, kanlı çınlamaları
işittirir, bana ne olduysa bugün,
     utanç yaptı, utanç yaptı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder