9 Temmuz 2017 Pazar

Âşıkların Roma'sı

Bende bir resmin var,
Yüzüme bakmıyor.

Ne düşünür insan acı çekerken,
Belleğin yankısı ne zaman durur,
Kavurup geçerken güneş tenimi,
Bir yudum su için ne verilir,
Bilmiyorum bu geceler nereye dökülür,
Gün yüzünü nerede yur,
Kapısız evlere neden dilenciler doluşur,
İnsan acıya ne zaman gark olur,
Bilmiyorum, insan ruhun yangınından,
Ne zaman ve nasıl kurtulur.
Ruha dokunuyor fotoğraflar,
Aşıp tutuşan kâğıtları bir çırpıda.
Keskin gülüşlerin bir yanı tenimde,
Giderek derine doğru işler, oyar geçer,
Bir bilsen dişler ne çok can yakar.
Ne yapar insan acı çekerken,
Koyulttuğunda düşünceleri zift gibi
ve süzdüğünde yalnızca eleğinden ruhun,
Nereye koyar arta kalanları,
Hiç insan biriktirememiş biri nereye gider,
Günlerin sonunda,
Yalnızca kendine dönen biri neden evden çıkar,
Her dönüşün benliğine olduğunu bile bile.
Dudaklar, âşıkların Roma'sı
Dişlerinden öpsem sayılır mı,
Aynı.
Ellerin geziyor her yerde, kitaplar,
Fotoğraflar ve nesneler arasında,
Dokunmasını bilmiyor tenime ve uzak,
Hissediyorum uzaklaşışını ve suskunluğu,
Kes, yırt ve yak fotoğrafı yenibaştan,
Oluşumunu tamamlayacaktır kendi baştan,
Tükenmez acısı ruhun.
Biriktirdim acıları belleğimde,
Hafızamı serdim yoluna,
Kalbimi taşıdım yukarı, astım güneşe,
Yürüyorum,
Anlat bana gün ne tarafta,
Yürüyorum,
Seviyorum seni yeni baştan,
Söyle bana O ne tarafta,
Seninle konuşmayı ve anlatmayı seviyorum,
Biliyorsun ve söylüyorum yeniden,
Dişlerinden öpüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder