6 Temmuz 2017 Perşembe

Hasan Ali Toptaş, “Şüphesiz Bir Şüpheli” Metninin İncelenmesi

Hasan Ali Toptaş’ın “Şüphesiz Bir Şüpheli” isimli metni Bir Gülüşün Kimliği kitabında 1987’de yayımlanmıştır.
Metinde kendisinin izlendiğinden şüphelenen bir adamın günlüğü söz konusudur. Belli aralıklarla düşündüklerini ve kendisini izlediğini düşündüğü kişileri anlatır anlatıcı. Giderek bir belirsizliğin içine düşer ve herkesten şüphelenir bir hâle gelir. Karısı ve çocukları da dahil herkese yaklaşımı değişmiştir. Bir gün banyoda kendi yüzüyle karşılaşır ve kendisini izleyenin aslında kendisi olduğunu fark eder.
Hasan Ali Toptaş’ın “Şüphesiz Bir Şüpheli” isimli metnini Gerard Genette’in Anlatının Söylemi kitabında ortaya koyduğu metot üzerinde işlemek ve incelemek mümkündür. Bu kitaptan yola çıkarak belirlenen unsurlar bu yazı boyunca paylaşılacaktır.
Metin, bir günlük şeklinde kaleme alınmış ve böyle paylaşılmıştır. Temel olarak anlatıcı aynı zamanda ana karakter konumundadır. Her şeyi kendisi dile getirmektedir. Dolaysız söylem kullanılmış, okuyucuyla arasına kimseyi sokmamıştır. Söylem metin boyunca devam etmiş, değişmemiştir. Tekil birinci şahısla oluşturulmuş bütün metin “dolaysız söylem” kullanıldığını açıkça ortaya koymaktadır.
Metinde birçok “özet” söz konusudur. Anlatıcı çevresindeki kişileri anlatırken özellikle “özet”ten yararlanmıştır. İlk olarak kendisini izlediğini düşündüğü belirsiz kişiyi düşünürken onun biçimini kafasında oluşturup özetler:
“Yüzü morg kadar soğuktur...”[1]
Metnin ilerleyen kısımlarında karısından şüphelendiğinde onu anlatmaya başlar ve genel olarak karısından bahseder, onun dış görünüşünü vs özetler.
“Bir eli çamaşırda, bir eli bulaşıkta…”[2]
Anlatıcı, kendisinin de dışarıdan nasıl bir göründüğünü özetleyerek bilgi vermektedir:
“Üstü başı istatistik, gözleri rakam yuvası… biriyim.”[3]
Anlatı boyunca Toptaş’ın kullandığı yöntemlerden biri de “eksilti”dir. Özellikle günlük şeklinde olması ve belirli sürelerin geçilmesi eksiltinin kullanımını arttırmaktadır. Aradan sürekli belli bir dönem geçer ve ne olduğu söylenmez. Günlerin nasıl geçirildiği paylaşılmaz. Bu süreler hep bir eksiltiyi meydana getirir.
Metinde yer yer “yineleme”ler söz konusudur. Anlatıcı belli unsurları metin boyunca yineleyip durur. İşittiği garip seslerden bahsetmesi bir yinelemedir. Daha önce söz konusu ettiği seslere daha sonra yine döner anlatıcı:
“… hangi seslerin endişeli titreşimler taşıdığını…”[4]
Metin boyunca kullanılan zaman anlatıcının günlüğünde belirttiği süreçtir. Her günün tarihi atılır. Yani olaylar her gün kaleme alınır. Böylelikle belli bir dönem kapsanmış olur. Olaylar her günün sonunda yazıldığından ve bir süre devam ettiğinden tek bir zaman söz konusu değildir. Olayların yaşandığı zaman yazıldığı zamanın öncesi konumundadır.
Hasan Ali Toptaş’ın “Şüphesiz Bir Şüpheli” isimli metni özet, eksilti ve yinelemeden yararlanılan bir anlatı olarak gözükmektedir. Birçok farklı unsurdan yararlanılması metnin kurgusu üzerine düşünüldüğünü hissettirmektedir.


[1] Hasan Ali Toptaş, Geçmiş Şimdi Gelecek, Everest Yayınları, İstanbul 2016, syf: 40.
[2] A.g.e. syf: 43.
[3] A.g.e. syf: 43.
[4] A.g.e. syf: 42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder