6 Kasım 2013 Çarşamba

Hadım'ın Dünyasızlığı

Bir hadım var bir yolda.
Bir yolda bir bakıma gözleri görmeden dolaşıyor.
Kulakları programlanmış kelime seçmeye.
Cins sahibi kelimeleri duymuyor, bütün diller kuruyor.
Hadım yürüyor kimsesiz.
Ne erkeklerin farkında ne kadınların.
Cinsiyet kaldırılmıştı onun hayatından.
Tüm bunlara rağmen cinsiyet sahibi kelimeler vardı.
O dışında kalmıştı kelimelerin.
Hadım olduğu gün dili de kesilmişti sanki.
Zıtlık yoktu onda.
Her şey tek ve tek cinsdi.
İç içe geçmiş bir tek varlık var.
Hayat örgüsü farklılıkları kabul etmiyor.
Kendisine en çok benzeyeni makbul görüyor.
Hadım, artık kendisi olabilirdi.
Bu dünyaya bağlanamaz, bu dünyada bir yaşam sürdüremezdi.
Biçimin dışına çıkmıştı.
Dışarı çıkarken bütün biçimleri reddederek.
Onun için; bu dünya bir son, öteki için ise başlangıçtı.
Ötekisi zihninde gizliydi.
Yavaş yavaş gün yüzüne çıkan bir dünya.
Sadece kendisinin olduğu bir koca alem.
Her yerde klonları var.
Klonlardan bir hadım ordusu, dilsiz ve kemiksiz.
Bütün olmayanları kendi bünyesinde toplamış.
Ama ve sağır ve şizofreni ve alzheimer.
Unutuyordu, unutmadığında da bağlantı kuramıyordu.
Hadım, sadece dünyada hadım edilmedi.
İçinde olduğu bütün dünyalardan hadım edildi.
Toplumun içinde değildi hadım, toplumda onun içinde değildi.
Yer edememiş kimse içinde.
Bir hadım ancak kendisini sevebilir.
Diğer insanları sevmek duygusu söküp alındığından.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder