23 Ağustos 2013 Cuma

İyi Pişmiş Kalbimiz

“Dokunsalar dağılırdı iyi pişmiş kurabiyeler gibi kalbimiz / Kıtırdı ve çıtırdı”
Didem Madak
Dokunsalardı,
Ama kimse dokunmadı bize,
Kimse dokunamazdı.
Herkes uzağımızdaydı tatlı bir kurabiye gibi,
Uzaklık içindi uzaklık.
İşlemiştik birbirimize öyle.
Yakınlık nedir biliriz en iyi biz;
Ki uzakları yakın eden,
Yakınımızdakileri uzak.
Birbirimizde bulduk kendimizi,
Hamuruna kattık diğerinin, benliğimizi.
Yeni bir benlik olduk, tamamlanması gereken.
Tamamlanmakta olan benlikler inşaa ettik,
Senlikleri kaldırdık aramızdan.
Yalnız biz kaldık geriye,
Kurabiyeler.
Giderek ben'leşen bir bizlik oysa bu,
Yakında 'ben' olup çıkacağız,
Birinci tekil şahıs olarak sürdüreceğiz varlığımızı.
Biz birbirimizde iyice piştikten sonra,
Kimse yaklaşamaz bize,
Kime dokunamaz üzerimize,
Pişeriz birbirimizde.
Kalbimiz ateşten bir parçaya benzer,
Yakar ona yaklaşan ne olursa.
Tek bir bedene sığamaz olur kalbimiz,
Onu taşımaya bir başka beden gerekir.
Taşırız beraber tek bir kalbi,
Taşır gibi birbirimizi içimizde,
Hep yaptığımız gibi,
Aslında.
Kalp büyük, paylaşırız sıcaklığını,
Fırından yeni çıkmış bir kurabiyeymişçesine.
Hükmederiz kendi varlığımıza.
İyi pişmiş bizim kalbimiz;
Bizim olup çıktı sonunda, ne ben oldu ne de sen.
Biz oldu, kalbimiz oldu, beraber taşınan.
Kimse dokunmamalı, herkesten uzak kalmalı.
İyi pişmiş kalbimiz, henüz çok sıcak.
Sıcaklığımızda kavrulur, yanar, kalırız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder