20 Ağustos 2013 Salı

Adem'den Havva'sına VII

Havva'ya;
Solumanın zor olduğu sıcak bir gün Havva.
Geceden gelen bir yanma duygusu var, yüreğimi yakan bir yangın.
Bir yangın ki bütün iç organlarıma sirayet etmiş.
Önce kalbi ele geçirmiş bir yangın, körelmeden artmış.
Alevleri boyu aşmış, her şeyi yakıp yıkmaya azmetmiş.
Sonra kanıma karışmış, yayılmış her yanıma azimle.
Ve işte şimdi yanıyorum alev alev, duraksamadan.
Bütün fikirlerim alev aldı, hepsi imha oluyor.
Bütün his damarları yanıyor gözlerimin önünde, sinirlerim alınıyor.
Yerden yükselen bir ateş var Havva, benden yayılan bir alev.
Gözlerimi yakan bir sıcaklık var, boncuk boncuk alnımda beliren.
Yürüdüğüm yollarda benden önce yürüyen bir ateş bu Havva.
Adım attığım her yer bir ateş halesi.
Baktığım her yerde daha önce belirmemiş bir alev topu.
Başımın üzerinde daha büyük bir alev topu.
İçimde, başımın üzerindekinden daha büyük bir alev topu.
Boynumda beni bu ateşe bağlayan bir başka ateşten halat.
Koparmakta mümkün değil.
Bu ateşi söndürmekte mümkün değil.
Adım atmaya korkar oldum, attığım her adımda önümde bir çukur çıkıyor.
Karanlık ve derince bir çukur.
Yokluğun beni bu çukurlara hapsetti Havva, en derine doğru iniyorum.
Dünya cehennemi böyle ise, cehennemin kendisi nasıldır?
Yokluğunun dünya cehennemi bu ise, yokluğunun sonsuzluk cehennemi nasıldır?
İlk gün böyle ise yokluğunla, sonsuzluk nasıldır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder