7 Haziran 2017 Çarşamba

Timuçin'i Öldürdüm Aşkından

Ben bu bacadan sığamıyorum düşemiyorum içeri
pencere pervazını aç perdelerini arala
gireyim içeri rüzgârlara karışıp
bu titreme tüller arasındaki benden bir nişane
her ürpermen bedenine değen öpüşlerim
kapa kapıları çek perdeleri gören olacak artık
ben giriyorum ve doluyorum içeri
odan bana yetiyor artık.

Bir kuşun kanadına yerleştiriyorum seni
yola çıkıyorsun vaat edilmiş topraklara doğru
bir almaca sahip misin bir gözgüye
nerden bileceksin neresinden tutacaksın zamanı
ben kesip biçiyorum oysa senin için
hangi kapı cennet hangisi cehennem nasıl bulacaksın
kapı tokmağına dokunmadan sıcaklığı nasıl hissedeceksin
ellerini uzat ve dokun tenime dokunur gibi boşluğa
ben boşlukta sana uzanacağım.

Şimdiki zamanı belinden kavrıyorum
geçmişi belleğimden önüne boşaltıyorum
ellerini dişlerini sözlerini ve rengini döküyorum
geleceği aşkından var ediyorum
geleceğin mevcut olmayan olduğunu biliyorum
sana söylüyorum
seni öpüyorum.

Kalemim bilenmeye muhtaç gözkapaklarım düşmeye
yanaklarım yaşlanmaya gözaltlarım eskimeye
yüzüm eskimeye muhtaç, tenim
oysa zamanı eksiltemiyorum bir türlü
ne kadar söylensem de.

Atlılar geliyor üzerime doğru Timuçin zamanından kalma
nasıl buldular beni nerden geldiler buraya
Maçin öte tarafta Maçin öte tarafta gelmeyin üstüme
doğu öte tarafta doğu öte tarafta istila etmeyin beni
âh, korkuyorum istilaya uğramaktan
giysilerimi değil seni barındırdığım düşlerimi kaptırmaktan
bir Moğol sürüsü geçiyor üstümden
ele vermiyorum seni taşıyorum kıvrımlarım arasında
Timuçin'e selam söyleyin selam söyleyin diye bağırıyorum
gidiyorlar gidiyorlar ve bir daha gelmemecesine kovuluyorlar
ihtişamlı devirlerinde olmadıklarını ve Timuçin'in öldüğünü
yeni anlıyorlar.

Bu benim hanım bu benim hanım diye gülüyorlar
aman ne güzel monarşinin her sözünün güzel olduğunu düşünüyorlar
bırakıp kaçıveriyorum güneşe doğru güneş ne yanda
tutsak kalıyorum aç kalıyorum çıplak
güneş ne yanda onunla doyup giyinmek istiyorum ışığıyla
ağıyorum kapana kısıldığım kara odada
kirece boyanmış duvarların içinden geçiyorum
ve çatı katında kendime rastlıyorum.

Şimdiki Zaman Şiirleri: VII
19.5.17 00:00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder