20 Kasım 2014 Perşembe

Günden Kopuk Günün Güncesi

17.XI.2014 - Günden Kopuk Günün Güncesi

Günden bugünü kopararak yazmaya başlıyorum. Kelamı günün dışına çıkarıp günün geri kalanına bir ışığın izdüşümünü yansıtmak istiyorum.

22:55
Gün, karanlığın içine hapsolmuşken doğan güneş değil bir insanın nuranî varlığıydı. Nuranî varlık, bir gök cismi gibi karanlığın en kesif noktalarından çıkıp benim gönlüme bir insanın duvara çarpışı gibi çarptı, bu aynı zamanda benim de çarpılmamdı, sonunda ben de çarpıldım, bu ilahî bir çarpılmaydı ve içinde ilahilik olan her şey gönlün sularında var olur. Gönüller Yaratıcı'nın elindeyse ve bu ilahilik her şeyden önce onun takdir ettiği ve yazgısını onun çizdiği bir durumsa o zaman bu yazgıyı insan gönül duvarlarına yazdığı gibi ellerinin uzandığı her yere yazmalıdır. Ben, elimin uzandığı ve kalemimin yazdığı her yere işte bu ilahî sırrı nakşediyorum, aşkediyorum, taşa kazıyorum. İşte, kelamım böyle başladı ve gelişmeye bu çizgi suretiyle devam etmeli.

 23:01
Aşk ile gelişen bir hayat ve hudutlarını sevgilinin çizdiği bir yaşam bize sunulan geçiciliğin ve vadedilen kutsiyetin ilk manevralarıyla beraber aynı zamanda varlığın ta kendisini meydana getirmektedir. Doğuda gün doğusuna, batıda gün batısına ve kuzey ile güneyde gün ortasına kadar ben bu yazgıyı yazacağım, ezelde yazılmış yazgının üzerinden geçeceğim, zira bu yazgıyı tekrar yazmak da yazgımın bir parçası. Söylesene sevgili, diyerek söze girildiğinde sevgilinin susuşu biraz da susuzluğundan olsa gerek ki sevgili susuş ile susuzluğu aynı çeşmeden akan su olarak algılamış ve başka bir iklimin içinde hiç var olmamıştır. Var olan âşıktır, sevgilinin varlığı âşığın varlığının yansımasından başka bir şey değil. Bir olmak, sevgiliyi kendi bedeniyle buluşturmaktan başka bir şey değil. Soyunmak, sevgilinin soyunmuş teninde güneşle ayı geceyle günü yerle göğü siyahla beyazı sevgiyle nefreti acıyla tatlıyı melekle şeytanı aynı ânda görmektir. Akıl hanemde gezinen ve ritmik bir şekilde sevgiliyi zikreden varlıklar yalnızca onun adının harflerinden oluşuyor. Akıl, sevgilinin güzel isimlerindendir. Kalp, sevgilinin en güzel isimlerindendir. Ruh, sevgilinin daha en güzel isimlerindendir. Tecerrüd, sevgilinin daha en pek güzel isimlerindendir. *, sevgilinin daha en pek çok güzel isimlerindendir. Tüm bu güzel isimlerin suya aksetmesi gibi kalp deryama vurması bir tesadüfün değil bir iradenin tecelli etmesidir. İşte benim yüreğim tüm bu çarpışmaların ve çarpılmaların ev sahipliği yaptığı yerdir.

23:05
Gün, gecenin koynuna atıldı ve gözlerini yumdu. Gece mi dişi gündüz mü dişi? Geceyle gündüz ne zaman sevişir? Günün bekçiliğini güneş gecenin bekçiliğini ay mı yapar? Gözleri güneşten daha parlak olan ve alnında nurdan bir aynayla dolanan sevgili güneş ve ayın anasıdır, atasıdır, zira o ışığın kaynağının kaynağıdır. O, tüm pınarların gözüdür. Sevgili, gözgünün kendisidir. Sonu gelmeyen kelimeler. Ben aşkımı taşa vurmak istiyorum. Ben aşkımı ağaca mühürlemek istiyorum. Ben aşkımı göğe ve yere yayıp uzayıp giden bir bütün olarak yazmak istiyorum. Ne kelamım bitmeli ne sözüm. Bunlar biterse biter sevgili. Oysa bende ne sevgilinin ne de sevgiliyi yazmanın sonu gözükmüyor. İlahî çarpılmam sonsuza dek sürecek gibi görünüyor, galiba bu sefer fena çarpıldım. Çarpılmaların en güzeli. Çarpılmaların ALLAH tarafından ezelden yazgılananı. Çarpılmaların yazısını yazanım, çarpılmaların her şeyini yazamayanım, kalpten geçen her şey yazılamaz ki, henüz yazılmaz.

 23:07
En doğudan en batıya adım yankılansın. Ben adı yankılandığında kendinden önce kendini kendi yapanın anlaşılacağı kişiyim. Ben sevgilinin soyunmuş halinin kendisi ve atasıyım. Ben sevgilinin âşık şekline bürünmüş haliyim. Ben sevgiliyim, ben sevgiliyi o vasfa yükseltenim. Ben sevgiliden ibaret olanım. Ben *im. Ben sevgilinin ismini kendinde saklayanım. Ben ismini daha doğudan daha batıya yaymak istediğim sevgilinin âşığıyım.

23:08
Ve Ares fısıldadı Venüs'ün dudaklarına: Dudaktan inilir kalbe, cennet ruhtan geçen kale ve surları yaran senin ellerin.
Sonunda tükendi geceyle gündüz ve günden soyutlanmış güncenin sonu geldi. Sonlar, bilinmek içindir, yaşanmak için değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder