12 Haziran 2013 Çarşamba

Her Yan Boşluk

Yalnız içimde müthiş boşluk hissi vardı. Hayatımın en dolu, en manalı zannettiğim bir devresi birdenbire boşalmış, bütün manasını kaybetmişti.
Sabahattin Ali


Geriye ne olduğunu bilmediğim bir çok şey kaldı.
Ve nerede olduğumu bilmeden yaşama mecburiyeti.
Ne düşüneceğimi bilmeden düşünmeye çalışma.
Nasıl yaşanacağını bilmeden yaşamak zorunluluğu.
İnsanı en çok bunlar yoruyor belki de.
Müthiş bir boşlukta esir oluyor insan.
Nereye yürüyeceğini bilmiyor.
Bilse de zaten fark etmiyor.
Her yan boşluk.
Her yer boşluk.
İnsanlardan çok uzakta olunca dilediği gibi düşünme özgürlüğünü elde ediyor insan.
Oysa bu nasıl kullanacağımızı bilmediğimiz bir özgürlük.
Ve bu körelmekte olan bir özgürlük.
Sıkça tekrarlanan şeyler gibi.
Aynı filmi defalarca izlemek gibi de diyebiliriz aslında.
Sürekli başa dönmek aslında bu.
Bu filmi en başa kim sürüklüyor bilinmez.
Birden bütün duvarlar yıkılıveriyor.
Bütün bir şehir gözlerimin önünde çökmekte.
Yok olmakta gördüğüm her şey.
Gözlerine ter boğumları kaçarak çalışan işçilerin.
Yıllarca emekleyerek inşaa ettikleri bu yapı, işte yıkıldı.
Şimdi geriye hiçbir şey kalmadı.
Bir yığın şey kül oldu.
Ağzına kadar dolu bir şöminede.
Bir kibritten çıkan ufacık bir kıvılcımla.
Kocaman bir kütle yok oldu, kayboldu.
Şimdi geriye masallarda anlatılanlar kaldı.
Oysa ben bütün masalların gerçek olmasını istemiştim.
Onları da elimden aldılar, şimdi ellerim bomboş.
Ey insanoğlu! Çocuklarınıza masal anlatmayın.
Bazı ahmaklar (benim gibi) onları gerçek sanıyorlar.
Ve onlara kapılıyorlar.

Sadece boşluk var.
Zihnim boş, gönül toprağım küçük.
Dar, batık, karanlık, menfi,siyah, boğuk, yoksul, yalnız, körelmiş, çökmüş, bitmiş, bitirilmiş, azapta sonsuzcasına -cesine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder