5 Ağustos 2017 Cumartesi

Kasetteki Gözyaşları

Dinleyeceğim kasetteki gözyaşlarını,
Sıcak, yakıcı, kül eden beni.
Seni hep uzakta aradım, uzak, çok uzakta,
Bıraktım aramayı, bıraktım sormayı,
İçimde bulunca seni,
Bıraktım dillere düşmeyi.
-Dile düşünce aşka düşer-miş insan.-
Bir meczuptum asırlardan bugüne kalan,
Baştan başa âşıktım küllerinden doğan.
Dinliyorum kasetteki gözyaşlarını,
Kim bilir hangi demlerden biriktirdiğin,
Hangi hasretlere yoldaş,
Hangi dertlere deva diye içtiğim,
Değerini senin gözlerinden biçtiğim.
Dur, diye seslendim sana yakasında uçurumun,
Bir adım kalmıştı, tek bir adım,
Her şeyi bitirmeye.
Dinliyor musun şimdi çalan kaseti,
Gözyaşlarıyla doldurulmuş;
İçiyor musun doldurduğum kadehi,
Gözyaşlarıyla doldurulmuş.

Çok az şey var sırrından nişâne.

Sürekli aynı bandı dinler gibi,
Aynı şeyleri duyuyorum;
Aynı şeyleri düşünüp,
Yazıyorum.
Aynı plağın çalışı gibi susmaksızın,
Adını çağırıyorum.
Bir sese iniyor tüm sözlerin,
Tek bir kelimeye,
Harfe:
Benliğime indirgeniyor.

Ne eski bir söz "kasetteki gözyaşları",
Akıyor yine de güne,
Yırtıp geçiyor geçmişi.

8.3.16

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder