12 Haziran 2014 Perşembe

Yargılamalar IX

Hakim Bey, Yargılamalar, IX

Gün, güne gebe. Sonu yok bu günlerin, hiç bitmiyor; benim de gebelikle olan sorunsalım. Güneş batıp bir çırpıda tekrar doğuyor. Gözlerimi kapayışım ile açışım arasındaki mesafe. Hakim Bey, kimse bilmez ama herkes konuşur; kimse yaşamamıştır ama dilden dile anlatılır, nedir bu gece ile insan arasındaki münasebet? Herkesin gece ile bir alıp veremediği var, bu tiksinişin, uzak duruşun, eğretiliğin sebebini anlayamıyorum. Neden geceyi şeytana verip gündüzü meleklere emanet ediş? Oysa gece ile gündüzün, şeytan ile meleğin, insan ile insanoğlunun yaratıcısı da bir değil mi? O, bunları kendisi yaratırken, yarattıklarının onları böyle parçalamasının anlamı nedir çözemedim. Tüm bu çözemediğim sorular yüzünden beni deli addettiler ve peşime düştüler. Kimliğimi ortaya çıkarmaya çalışıyorlar, oysa benim bir kimliğim yok. Kimliğim, bir başka kimlikte eridi. Gizli örgütler peşime takıldı, beni düşünüşlerimden dolayı suçladılar, sorgulamak istediler, yargılamaya kalktılar. Kaçtım, hiç durmadan kaçtım kendimi bildim bileli. Sahi, kendimi ne kadardır biliyordum? Bu iyi ile kötü arasında olduğu düşünülen ve savaşların en kadimi hiç sonuçlanmadı, hiç sonuçlanmayacak gibi duruyor. İyi ile kötü de bende mevcut. Onlar hep geceme küfretti, gündüzümü ise sıvazlayan kimse yoktu. Ben gecemi sevdim ama gündüzümü de sevdim. İkisini de sevmek mümkün değil mi? İlla ilelebet sürecek bir tarafta bulunmak nedir, bilmiyorum. Her şeyin bir yönü, rengi, kokusu var; insan elinden çıkmış olan. Oysa suyu kimse düşünmüyor. O, ne bir kokuya sahip ne de bir renge. Akıp gidiyor yüzyıllardır, insanlık tarihinden de daha önceden beri. O akıp gidiyor hiç duraksamadan, bütün engellerin üzerinden aşıp gidiyor. Oysa ben de tam su olmaya niyetlenmişken kapana sıkıştırdılar. Peşime takılanlar benim formuma karşı çıktı, suçlandım. Suçlandığım için kaçtım, beni anlayabilecek kimse yoktu aralarında, aslında aralarında da kimse yoktu, hükümler çoktan verilir yeryüzünde, mahkemeler sadece hükmün resmî ilanını simgeler. Oysa kararlar alınalı çok olmuştur. Dünya, bir sahnedir, hep öyle derler. Ben beceriksizim, tiyatroya yatkınlığım yok ve daha pek çok şeye. Oysa bu sahne benim hem gecem hem gündüzümdü. Ben geceden de gündüzden de muaf tutuldum. Ben, zamandan muaf tutuldum. Böylece delirişim zamansız olarak süregeldiği gibi süregidecekti. O yüzden sevgili cellatlarım, yakalayamayacaksınız beni ve hükmü çoktan verilmiş mahkemenizde yargılayamayacaksınız ve işkence edemeyeceksiniz tavanında sarı bir ışık huzmesi olan acı odanızda. Ben, kendi kendimi yok etme görevini çoktan üstlenenim.

Zamandan muaf yaşamak, ölümsüz olmak değildir. Zamandan muaf olmak, hiç yaşamamaktır, anlatamamak, yaşatamamaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder