30 Haziran 2014 Pazartesi

Her Şey, Bir Şeyin Yokluğu

Rüzgâr takıldı kollarıma, sürükleyip götürdü.
Yaz yağmurları başladı yine, erken çöktü hava.
Sen yoktun uzun süredir, şiirler öznesiz kaldı.
Uzun uzun sözcüklerle, şiirler dökesim var.
Lakin bana mâni olan bir güç de mevcut.
Bu iki kıyı arasında dönüyorum.
Kıyılarım bitmek tükenmek bilmez.
Ne kıyısız bir yaşamım var.
Hep bir umman, hep bir uzay.
Bir uçtan bir uca geçişlerim kolay.
Aydınlıkla karanlık arasında fark yok.
Aydınlık, karanlığın olmayışından ibaret;
Karanlık, aydınlığın başka yerde oluşundan.
Yok işte hiç biri; her şey, bir şeyin yokluğu.
Ben, senin yokluk hâlinim, hâlsiz hâlin.
Rüzgâr takılı uzun süredir koluma.
Beni sürüklüyor, sarhoşların birbirini sürükleyişi gibi.
Ben de bir nevi sarhoşum çoktandır.
Benim bu hâlim uzunca süredir âşktandır.
Bu hâl karşısında gülen şeytan oyuğuyla rakîb,
Onun söylediği her şey bühtandır.
Her şey, bir şeyin yokluğu.
Bazı yokluklar can alıcı, cansız bırakıcı.
Şimdi ben de, bir yokluktan ibaretim.
Sessiz, duru.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder