18 Ocak 2014 Cumartesi

Cennette Yeşil Yaprak

Kendi içimde kendi cinimle boğuşuyorum.
Kendi içimdeki cin beni aldatıyor.
Şeytanın Âdem'i aldatışı gibi.
Eski bir minyatürden dışarı taşıyoruz.
Cetvelci ustalar bizi bir çevçeveye sıkıştıramıyor.
İçimdeki cin, içimde kendi fikirlerini yayıyor.
Kendimi uyaramıyorum,
Kendime sahip çıkamıyorum.
Her geçen gün daha da yerleşip,
Benden beni bir çırpıda söküp alıyor.
Kendi içimde kendimi aldatıyorum.
Her aldatışım kendimi kendimden sıyırmak için.
Yılan olmuş şeytan, kıvrıla kıvrıla girerken cennete,
Ben bir ağaca sıkı sıkıya tutunmuş yaprak olmak istiyorum.
Şeytan uzak dursun benden,
Sürünüp gitsin öteden beriden,
Âdem babamız, bu sefer kanmasın,
Ben sıkı sıkıya tutunayım ağaca,
Cennetten kovulmayalım, bir yaprak olarak kalalım.
İşte böyle çizsin beni bir nakkaş,
Böyle böyle uzun ömürler geçireyim.
Ben bir servi ağacının yaprağı olayım,
Hiç dökülmeden hep bağlı kalayım.
İçimdeki cinle her karşılaşmamda,
Mağlubiyeti tatmayayım artık.
Hiç olmayan yerlerde hiç olmayan bir mahluk;
Derinde, çok çok derin bir yerde,
Benden beni sıyırırken yakmasın canımı,
Ben çok uzak, çok çok uzak bir yerde,
Dünyadan çok uzak bir yerde,
Cennette,
Bir servi ağacının dalına sıkı sıkıya bağlanmış,
Güzel, yeşil bir yaprak olayım.
Nakkaşlar beni böyle çizsin, böyle hatırlasın.
Sen tüm bu hikâyenin ortasında,
Benim sıkı sıkıya tutunduğum o ulu ağaçsın.
Beni kendiyle besleyen, beni bende bırakan,
Sen, benim tutunduğum son dal,
Cennete son tutanağımsın.
Nakkaşlar seni böyle çizsin.
O nakkaşlar, bizi böyle çizsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder