1 Ocak 2014 Çarşamba

Aşk Kervanı

Minel habibi ilel habibi habib. / Sevgiliden gelen her şey sevgilidir.

      Yâr olmak, yâra varmak için düştüm yollara. Tüm yolların sonunda, yolun başında gördüğüm düşü buldum. Her düş, içinde seni barındırıyor. Sadece senin varlığın tüm düşleri güzel kılmaya yetiyor.
       'Aşk imiş alemde her ne var ise' dedi Fuzulî, kervandan ayrılmadan önce. Bu uzun yolda zamanı gelen herkes kervandan ayrıldı. Kervandan ayrılan her kimsenin yerini bir başka kimse alıyordu. Sıra bana geldi, bende katıldım kervana. Aşk kervanı bu, hiç durmadan onca yollar aştık. Nice dağlar, nice ırmaklar ardımızda kaldı. Kervan durmadı, durmak bilmedi. Aşk kervanı durmayı kabul etmedi.
       Gece mi beni korkutan yoksa sensizlik mi? Sensizlik hem geceye hem güne nüfuz etti, tesiri altında tüm gün senin. Bak, bir bülbül aşık olmuş güle, sana benziyor diye. Bak, bir ben aşık olmuş bir başka sen'e (sana), cennete benziyor diye. Cennet; ete, kemiğe bürünüp sen diye karşıma çıktı. Ben bu cennetin peşinde, bu kervanın uzak bir ucunda, koşarak geliyorum sana doğru.
       Yollar uzun, çöllerle çevrili, güneş tepemde, sana ulaşan yol çetin. Cadılar, tek gözler,devler ve cinler... Fersah fersah yol aldım sana doğru bu sonsuz tünelde. Karanlıktı, aydınlığını düşündüm. Üşümüştüm, sıcaklığını düşündüm. Korkmuştum, sarılışını düşündüm. Bu uğurda adımladım bir uçtan bir uca varlık alemini.
       Bir düş gördüm, içinde sen vardın. Bir düş gördüm, düşe sığmayacak kadar büyük. Bir düşten doğup taştın. Bir varlığa sığamadan...
        Aşk kervanı dolup taştı, yola başladığı ilk günden beri. Kiminin yolu kısaydı, kervandan tez zamanda ayrıldı. Kiminin yolu uzundu, sakalları bu kervanda ağardı. Herkes ayrıldı bir gün bu kervandan. Kimisi sıcak bir kucağa, kimisi sıcak bir toprağa; ama herkes ayrıldı bir vakit gelince. Aşk kervanı yürüdü, yürüdü, dur durak bilmeden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder