22 Nisan 2017 Cumartesi

Ave Maria

Ave Maria,
Yola çıkıyorum ve dur durak bilmek istemiyorum.
Kayıp bir denizci gibi okyanusun ortasında,
Saykulara dalmak istiyorum.
Birbirini kovalıyor denizle balık.
İç içe geçmiş kaptanla gemi.
Yol bilmez iz bilmez bir derviş mağara ağzında.
Ağına kendi gölgesi takılmış bir balıkçı,
Sessizce suyun üstünde dolanan balıkçıl,
Avlar beni, avlar beni Ave Maria.
Ave Maria, ben yola dönüşmek istiyorum.
Kudüs güneşi yakar beni yüzyıllar boyu.
Orta doğu tanrının ve ölümün doğduğu yer Ave Maria,
Oysa doğu kime göre batı kime:
Ben kendi yönümü bile bilmezken tüm bunlar ne?
Kapatmak istiyorum gözlerimi güneş tepedeyken,
Ölümüm olsun karanlıkta kalmasın.
Bir kuş kanadından düşer gibi, tüy gibi,
Bir balığın nefes balonları suyun ortasında,
Bir ardıcın gagasında taşıdığı hayat:
Ölümüm beni canlı kılsın Ave Maria.
Sunayım Girit'te kanımı ve boynumu uzatayım,
Ne bağışlarlar bana hayatım karşılığında;
Bir İnka tapınağının en tepesinde benliğimi sunayım,
Ne koyarlar göğsümün içine kalbimi alınca;
Ave Maria benden seni alırlarsa geriye ne bırakırlar.
Yangına avuç avuç ateş taşıyorum içimden,
İçimden dışarı taşıdıklarım neden hep dumanlar içinde;
Susarsam anlar mısın ne var içimde,
Ave Maria seni seviyorum anlıyor musun.
Zihnim tabula rasa Ave Maria, yaz oraya kendini,
Doldur, doldur varlığında zihnimi,
O bir yazıt, o bir anıt,
Doldur onu kendinle.
Bu kapılar hep yüzüme örtük kendimi bildim bileli,
Bu yolları hep kolluklar kesmiş,
Mağaraları hep peyhamberler almış,
Bana ne kalmış bu hayatta Ave Maria,
Bana ne kalmış senden başka,
Yaşıyorum tüm bunlarla beraber.

Alaca Kadın Üçlemesi: II

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder