11 Temmuz 2015 Cumartesi

Ödünç IV

Sevdiğim ne varsa yitirdim Rabbim, teşekkür ederim.
Mutluluğun yalnızca bir düş olduğunu, ütopyadan farklı olmadığını, cenneti düşleyen insanların zihninde beliren bir imge olduğunu anladım.
Mutluluğun var olmadığını anladım.
Sevdiklerimi yitirmeye ne zaman başladım? İlk kimi sevdim ve yitirdim? Yitirişlerin bıraktığı izlerin kalp duvarıma çiziktirilen çetelesini kim tuttu?
İlk önce kordon bağımı kaybettim sanırım. Dünyaya ilk tutamağımdı benim, aslında aynı zamanda tek tutamağımmış, onu yitirince her şeyi kaybettim. Ben bir cenin olarak kalmalıydım, bir başka dünyanın içinde. O zaman içinde mutluluk olan düşler görebilirdim.
Mutluluk, Yaratan'ın cennete verdiği güzel isimlerden biri olabilir, benim için. Cennette var olanların gölgesi düşerse dünyaya, düşüyorsa şayet, onlardandır belki ânlık şaşkınlıklar, adına mutluluk demeye cesaret edilen. Ben korkağım oysa, hiç mutlu olmadım.
Doğuştan engelliyim ben, engelim ruhumda. Doğuştan tutukluyum ben.
Rabbim, mutluluk denilen kekten bir dilim de bana ver lütfen, çok acıktım koştururken it gibi dünyada. İsyan etmiyorum, sadece acıktığımı söylüyorum annesinin eteklerini çekiştire çekiştire mırıldanan bir çocuk gibi.
Mutluluğa acıktım Rabbim, doyur beni.
Sevdiğim ne varsa yitirdim, herkesi yitirdim. Günlerden resmî tatil olması da bir anlam ifade etmiyordu. Giden takvime bakmıyordu. Takvim kullanmayı bile bilmiyoruz Rabbim, saati de. Zamanı kullanma kılavuzunu kayıp mı ettik?
Hep bir terk edilişten ibaret ...
Herkesi yitirdim. Bazen; bir kişiyi yitirince herkesi yitirmiş oldum. Bazen; herkes yitse de her şey benimle kaldı. Denklemleri şaşırdım sayısal işleyen zihnimde, mantığım sözele karıştı. Kendimi sayısalcı sözel öğrencisi gibi hissediyorum.
Tüm yitirdiklerim düşlere karışıyor Rabbim, düşleri seviyorum, cennetine en çok orada yaklaşıyorum, cehennemine ayıkken/uyanık.

Tüm sevilenler gidiyor Rabbim, şikâyet etmek gibi olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder