7 Temmuz 2015 Salı

Ödünç III

Verdiğin tüm güzellikleri çirkinliğimle takas ediyorsun, teşekkür ederim Rabbim.
Sûret diye verdiğin, beden diye sunduğun, deri diye diktiğin bu varlık her gün biraz daha kendini siliyor.
Hep aradığım güzelliğin zerresini bulamıyorum kendimde. İnsan kendinde olmayanı arar biraz da, diyorum sonra. Çirkinliğim solup giderse benimle beraber, dünyaya bir güzellik bahşederim sonunda, sonumda. Verdiğin tüm güzellikleri benden alırken yerine koyduklarını taşıyorum. Omuzların çöktü, boynum büküldü. Boynumda tasmam, güdülüyorum çobanca dilenen yere. Bir sürgün ama bu. Verdiğin iradeyi silkiyorum penceremden. Ufalana ufalana sonunda bitiyor. İradeyle beraber.
İradem tamamıyla bana ait değil, onu etkileyen nazarlar var. Kendimi o nazarlardan koruyamıyorum, sakınamıyorum. Bana ait olanı bile tamamıyla kontrol edemiyorum, sonrası...
Güzelliğin maddî hâlleri de uzak benden manevî de. Güzelliğin tanımı uzak benden, coğrafyamdan.
Güzellik bana sonsuz bir acı veriyor. Kaynağını bulamıyorum. Eşeliyorum ruhumun her yanını. Eştikçe dibe batıyorum, çöküyorum. Yarattığın güzellik mi bende yaşattığın çirkinlik mi acımın kaynağı, diyorum, diz çöküp kalakalıyorum.
İsyan etmiyorum, yalnızca yüzünü sana dönmüş bir yaratılmış olarak duruyorum. Yüzüm eriyor giderek. Gözlerim dudaklarıma doğru akıyor. Ellerim göğsümde kapalı kalmış. Saçlarım ayak uçlarıma kadar inmiş. Çözülüveriyorum.
Ödünç verdiğin bu bedende ölüyorum. Farkında olmadan bir hapishanede yaşamışım yıllarca, hayır asırlarca, diyorum. Gözlerim, dilim birer çıkış, yine de derim beni bekleyen gardiyanlarım.
Ödünç verdiğin bu cesedin çirkinliğinde yaşayamıyorum Rabbim, kokuyorum bir ölü gibi. Toprağa aidiyetimi gösteriyorum sadece.
ve artık yolun sonuna gelmek istiyorum, korkuyorum bir yandan da, yolun sonunun olmamasından. İnsan korkak bir mahlûk, anlıyorum, anlatıyorsun. Seninle konuşuyorum. Konuşuyorum. Susuyorsun, anlatıyorsun yine de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder