4 Temmuz 2015 Cumartesi

Ödünç II

Verdiğin herkesi ve her şeyi alıyorsun elimden Rabbim, teşekkür ederim.
Uzun sürmüyor hayatımdaki insanların ömrü. Bir insan kaç yıl yaşarsa yaşasın, benim içimde öldükten sonra hâlâ nefes alıp vermesi bir anlam ifade eder mi? Ölüyor herkes, yedi milyar insan ölüyor, yedi milyar biçimde. Yedi milyar ölüm çeşidi var yaşayan. Yaşamıyor ki kimse, diyorum, yaşamak bu mu? Buysa iade edeyim ben mülkümü. Niye bu kadar çok soru soruyorum kendime, asalakçasına yaşayarak? Biliyorum bir asalak gibi yaşıyorum, kendi içimde, kapanımda. Yaşıyorum bak işte ben de, yaşamanın diğer adı yalnızca nefes almak.
Verdiğin herkesi alıyorsun elimden. İnsanlar değil önemli olan, bana kalan acısı.
Binlerce mutluluk tohumu ekeceğini söylüyorsun yüreğime, sonra acıyı koyuyorsun. Bu kadar acının sonu nereye varacak, İsa mı diyecekler bana?
Ben senin oyuncağın mıyım, alıyorsun oyuncağın oyuncaklarını. Tekerleri olmayan araba, kanatsız uçak, silahsız kurşun asker, burunsuz pinokyoyum. Oyuncağını tutup atıyorsun dünya dediğin kilerine, acı çekiyorum.
Verdiğin her şeyi alıyorsun elimden. Ellerim bomboş ve çirkin. Ellerimi de alıyorsun benden. Bereket yok, kalıcılık yok, yarın yok, her şey solup gidiyor. Ben de soluyorum, hem solu- anlamında hem de sol-.
Verdiklerin zaten acılarla dolu benim için. İsyan etmiyorum, sadece söylüyorum. İnsanlar benim için acılarla dolu.
Rabbim verdiğin herkesi her şeyle beraber alıyorsun. Ödünç aldıklarımın hepsini sunuyorum sana. Sunağım bedenimdir, giderken bırakacağım, alırsın dilediğinde.
Sen, ol, dersin ve o, olur:
Ödünç verdiğin bu beden acılarla dolu ve ben hayat kusuyorum her seferinde, insansı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder