31 Mayıs 2014 Cumartesi

Kızıl Güneş Sarhoşluğu

Güneş ufala ufala cebime girdi.
Terazinin boş küfesi ağır geldi.
Sarı / Kırmızı birbirine girdi.
Güneşle kanım birbirine çok yakıştı.
Kanım, güneşi kızıla boyadı.
Görürsen bir akşam vakti güneşin kızıllığını.
Kanımla sıvadığım duvarları seyret.
Görürsen bir sabah vakti güneşin altından sarışınlığını.
Kan tabakamı güneşin bedeninden sıyırışını seyret.
Suskun şehir haritadan silindi.
Güneş, onu da lanetledi.
Kaldı mı bir gemi yolculuğu yapan,
Gelen, umutsuzca bir yolculuğun sonuna.
Serseri mayının patladığı gün,
Dünyada hayatta kalan birisi kaldı mı?
Duruyor âlem kocaman bir boşlukta.
Elektronlar / Protonlar
Sevgili Pisagor / Öklit
Tüm masumiyetimle sesleniyorum.
Size ihanet edişimi bağışlayın.
Şeyh Galib / F.Kafka / Oscar Wilde
Size gelişimi kutsayın.
Şimdi terazinin boş küfesini dengelesin biri,
Mavi-beyaz pençelerini kullanarak.
Hâlâ elleri tutan kimse kalmadı,
Son el, şefkatle uzanırken koparıldı.
Ölüm geldi, her şey bitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder