16 Mart 2014 Pazar

Ulu Şeyler Üzerine

       Ulu şeyler ancak onun değerinde bir şeyler yaptığında orataya çıkar. Herkesten saklanır ve ancak onu erişen geldiğinde orataya çıkar. Ortaya çıkana kadar da onu hep çok uzak yerlerde sanarız. Bilmeyiz ki en güzel şeyler bize en uzak yerlerde değillerdir, bize en yakın yerlerdedir. Klasik bir söylemle, içimizde.
       Simurg'u arayan onu uzakta sandılar. Yolunu bilmeden vadiden vadiye dolaştılar. Vardıkları yerde kendilerinden başka kimse yoktu. Uluhiyyet'e ulaştılar, kendilerine. Kendileri bu sırra erdiler, sırlarını nesilden nesile aktardılar. Hiç kimse de bu bilindik sırrın peşine takılıp onların gittiği yoldan gitmediler. Keşfedilmiş bir sırrı yeniden keşfetmeye lüzum görmediler. Oysa aradıkları zaten bu sırdı, farketmediler.
       En bilinmez sırlara en bilinen yoldan ulaşılır. Kaf Dağı, sadece bir masal dağı değildir. Orası dünyanın tam ortasında herkesin gördüğü ama kimsenin tırmanmadığı bir dağdır. Simurg sadece cesaretli kuşlar değildir, isteyen kuşlardır. İsteyerek yola çıkılır, cesaretle yol aşılır, ulu bir mücadeleyle ulu olana varılır. Kestirme yollar insanı yanlışlara götürür, yolu daha da uzatır, insanı daha da yorar, anlamsal değeri giderek öldürür. İnsan, daha yolun sonuna varmadan sapmış olur, yoldayken yolsuz kalır. Ulu olanı bulmak isteyen ona yakışır şekilde mücadele etmelidir. Gökyüzüne dokunmak isteyen buhar olup hava karışmalı, denizle hemhâl olmak isteyen eriyip bir damla su olmalı, toprak olmak isteyense ölmeli. İnsan, neyi istiyorsa onun için mücadele etmeli.
       Kaf Dağı, kalbin üzerindeki bir çıkıntıdır aslında, kalbin bir tepesidir. Simurg, damarımızda gezinen kandır. Kaf Dağı'ndan başlar serüvenine, tekrar Kaf Dağı'na ulaşarak serüvenini sonlandırır. İnsan, insandan başlar serüvenine, bir başka insan üzerinde sonlandırır serüvenini, sonunda ulu şeyler ona erişir, o ulu şeylere erişebilmişse. Ululuk isteyen, ona yakışır davranmalı, bedelini ödemeli. Bu bedel, sonunda en güzel armağanları veren bedeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder