6 Haziran 2015 Cumartesi

Venüs Tutulması

Her doğum bir düştür yeniden başlayan, bugünün kutsanmışlığına,
A.'ya.

Troya'nın yırtılan duvağından gelinlik dikerim sana,
Andromakhe'nin ağıtlarından inciler dizmek var oysa kaderde,
Söylemediğim her sözü tutup götüreceğim ölümle beraber,
Hades bile konuşturamaz beni üç dilli çatalıyla.

Solomon'un kuşunun yolu kesilse de yine yerine ulaşır kanlı bitik,
Boy veren al güller esen rüzgârla beraber işaret eder onu,
Savrulurken yokluk çemberinin merkezine hayat dedikleri solukluk,
Satırlar yazmak isterim sana yetmez bunu denkleştirmeye ellerim.

Ölü bedenin üstünde dolaşan kurtlar seve saya nasıl yaşayıp giderse,
Ölü yiyiciler nasıl kemirirse hiç düşünmeden üzerinde durdukları bedeni,
Tapınmadan, ant içmeden, yalvarmadan yoksun kişi nasıl sürüp giderse hayat tarlasını,
Boy vermemiş ekinlerimi tohumlarıyla beraber ateşe verip gideceğim ben de.

Venüs'ün gönlüne doğru giderken ben savrulursam eğer bir köşeye,
Aphrodite lanetlerse beni âşk toprağında, üzerime kargılar kusarsa ateş gibi,
Dileğim gerçekleşmezse eğer ben ölürsem oklarıyla Bozgun'un apansız,
Yine dudaklarımda yer alır tadı ruhunun, zikredilmişliği dilimde adının.

Nasıl kazırsa taşlara en güçlü çekiçlerle yazgıyı Yollug topallamaksızın,
İşlenir tunçtan levhalar gibi içime sırları sırrının, her harfinde bin giz,
Bir söz söylersin bin göz dikilir üstüne her hâlinde vardır kutsanmışlığı Jesus'un,
Öper koyarım başım üstüne mushaf gibi ellerini, sürmeli gözlerinle yolu aydınlatan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder