2 Ekim 2014 Perşembe

Kupa Kızı

       Bütün köprüler beni sana getiriyor Kupa Kızı. Yağmur yağıyor, ıslanıyorum. Islanmak için güzel bir mevsim, sırılsıklam sokaklarda gezmek için. İliklerime kadar ıslanıyorum, hasta olacağım, ateşler içinde yanacağım, yerimden kalkamayacağım, seni sayıklayacağım.
      Tüm mevsimler ıslak değildir Kupa Kızı, bazıları kuraktır. Oysa biz yağmurların en güzelinin yağdığı dönemdeyiz, kurak olamayacak kadar güzel, kurak toprakları sellerle basacak kadar.
      Bildiğim yolların hepsi bir yerde tıkanıyor. Çok da yol bilmem. Bilgim dar. Kafam dar. Yollar dar. Bana genişlik gerek. Cümleleri birbirine ekleyip sana ulaşan yazılar yazmak istiyorum, sana ulaşan yollar kelimelerimle kaplanmalı. Ayak bastığın her yer siyah-beyaz sayfalarla dolu olmalı, kalemimden sana bir köprü.
      Islanmak istiyorum. Üzerime bardaktan boşanırcasına yağsın yağmur, güneş bir ânda çekip gitsin, ben bir başıma kalayım. Yazdıklarım da benimle beraber ıslansın Kupa Kızı, sayfalardan sana elbiseler dikeyim, sen de ıslan, ıslanalım. Islanmaya ihtiyacımız var, biraz da gözyaşı dökmeye. Birbirimizi yıkasak ak-kaynaktan akan sularda.
       Kupa Kızı yoruldum ben. Köprülerim niye böylesine duraksız ilerliyor, durmak yok mu hiç? Hayır, sanılanın aksine dünya yormadı beni, ne dünya beni yoracak kadar büyük ne de yollar o kadar uzun. Ben yorulamamaktan yoruldum biraz, içimde başlayıp sonu gelmeyenlerden. Adı yok. Oysa bir isim koymalı ne varsa, isimsiz bırakmamalı. İsmini sen koy Kupa Kızı, ben yorulalı çok oldu. Hücrelerimi su bastı, yüzüyorum, yüzme bilmiyorum, boğuluyorum. Hayır, hayat doluyum. Damarlarımdan hayat taşıyor. Hayır, sevgi doluyum. Ruhum baştan başa sevgi. Hayır Kupa Kızı, işte seni seviyorum. Kupam. Senle dolu.
       Kırıldı. Kupa. Sessizce. Cam kırıklıkları ayağıma battı. Kan damlar betona. Toprak beni kabul etmedi. Sustuk karşılıklı. Konuşmaya gerek yoktu. Cümleleri kestirip attım. Kötü bir söz-terzisiyim. N'olur beni affet, sevgili kelimelerim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder