26 Ekim 2014 Pazar

Altın İşlemeli Gece Kumaşı

“Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar,
bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar.”
Erdem Bayazıt


Altın işlemeli bir fanus yapsam,
İçine hapsetsem güneşi,
Koysam başucuna,
Uyanır mısın hiç uyanmadığın uykundan?
Gözlerinde yarım kalmış düşlerle,
Atlas tenin.
Bir cehennem misali içinde bulunduğum hayat.
Kaybettiğim tüm şiirler,
Ardımsıra bela okur.
Bildiğim tüm şarkılar,
Bana bilmediklerimi hatırlatır.
Tutup bir ışık huzmesini indirsem gökten,
Sonra dizsem hepsini yeniden.
Yeni bir nizam vermeliyim güneşe,
Gözlerimi açamıyorum aydınlıktan,
Oysa içim çok karanlık.
Göremiyorum, yürüyemiyorum, durgunlaşamıyorum.
Dolandım kaldım içimde,
Karanlığın göz bebeğinde,
Şiirin orta yerinde,
Her ne kadar şiirde 'şiir' kelimesini geçirmiş olsam da.
Tutup beni hapsedin,
İçinde gecenin olduğu bir fanusa.
Üzerime bir gölge çekin,
En güzel tarafından karanlığın.
Yıldızları dizmeyi unutma, aydınlığa;
Biraz da güneşle sefa sürsünler.
Ay, bekçiliğinden vazgeçsin gecenin;
Güneş, yüzünü göstermeyen sevgili gibi.

Altın işlemeli geceden bir elbise dokudum sana,
Omuz uçların dahi üşümesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder