25 Nisan 2021 Pazar

Hiç

Bir gün varım bir gün yok,
Hep merak ettiğim bir şey var,
Benden geriye ne kalacak?

26 Kasım 2020 Perşembe

The Postman Always Rings Twice

Her ölüm ardında yas bırakmaz
her ölü ardında yas
şu tüfeği doldur da doğrult bana
tüfek dolu mu doğrult bana
tüfek dediğin lanetli bir sandık
doğrult bana
an'andan kalan tüm çeyizinle
öfke şeytanın doldurduğu bir tüfek
hep doğrulu bana.

İnsan kendi ıssızlığında kendini bulur
kendini kendinde bulmazsa insan
insan kendini vurur.

Postacı kaç kere vurur kapıyı umursamam
şans kapıyı kaç kere çalar
bir suikast girişimi kaçıncıda başarılı olur
insan kaçıncı intiharında arzusuna kavuşur
ve ölüler mezardan bile konuşur
tanrı dediğin bir sanrı
insanın ölüsüne de dirisine de karışır.

Dün ne oldu biliyor musun
sen öldün
sen dün öldün biliyor musun
bilmiyorsan söylemiş oldum kusura bakma
biliyorsan zaten biliyorsun
hesapsız kitapsız gitmiş oldun amma
ölümün en güzeli budur biliyorsun.

Bugün yas var derlerse inanmam
bugün cenaze var derlerse gitmem
bugün bir ölü var defnedilecek derlerse kabullenmem
bir kürek toprak çok
bir dünya toprak atsan yok
bugün biri öldü derlerse inanmam.

Postacı kaç kere çalarsa kapıyı
ben de o kadar denerim elimi kana bulamayı
yarısı kadar da intiharı.

vira bismillah de hû.

26.11.2020
Bamberg, Haus.

22 Ağustos 2020 Cumartesi

Eternal Sunshine of the Spotless Mind

buz üstünde dans
buz üstünde hiç durmadan
aralıksız bir dans
insan bazen nereye gideceğini bilemiyor
nereye gitmek istediğini ve nerede olmak
kalbini bir küf gibi içinde
kalbini bir küf gibi içinde taşıyan insan
kokuyor, kokuyor kötü kalbim ve rengini değiştiriyor
layık olamadım bir kez daha
insan, insan nereye giderse ölünce veya âşık olunca
insan nereye giderse kimi gece uyksunda
ben sanki hep oradaymışım gibi
unutmuş gibi geçmeye dünyaya ruhlar aleminden
ne diyor müslümanlar buna ki eminim bir şey diyordur onlar
lanet olsun yine unuttum
insan bazen kendine rastlamak ister bir kaldırımda
kendini görmek kendisi olmadan
insan bazen bulmak ister kendini
tüm bunlardan, tüm bunlardan dolayı suçluyorum tanrıyı
bizi bir hiç uğruna yarattığı
ve şeytanla aptalca bir iddia uğruna hepimizi buraya saldığı için
bu dünyaya
aptalca bir iddia için bize bunu yaptığı
ve âdem ile havva'nın hatasını bize ödettiği için
iki aptalın cezasını o iki aptal haricinde herkese ödettiği için
-her zaman biri çıkar ve itiraz eder elbet
onlar da ödedi cezasını, der
neydi onların ödediği söyle bana
hangi aşkın acısını çekti âdem
hangi tanrıya inanmakta güçlük çekti havva
tanrı, onlara dokunabilecekleri kadar yakınken
kitap yokken söz namaz oruç şart şurt ve fazlası
neyin bedelini ödedi onlar söylesin biri bana
lanet olsun
lanet olsun bunca derde ortak edene bizi
şimdi, şimdi buzlar üstünde dans etmek istiyorum
buzlar üstünde
ve düşmek
eğer, eğer anlarsan bir gün
göreceksin hiçbir şeyi silemiyorum hafızamdan
kalbim, kalbim öyle küf kokuyor ki
unutmuş gibiyim havalandırmayı içimi
öyle küf kokuyor ki içim
lanetlenmiş gibiyim

âdeme adem demeyene lanet olsun
bil bunu
ye-zit!

ve tüm bunlar, tüm bunlar senin için
mümkün
eternal sunshine of the spotless mind
ve yüzümde patlayan bir ışık
buzlar üstünde

2 Ağustos 2020 Pazar

Her Şey Her Şey

Bugün biraz kendimi
Bugün kendimi biraz indirgedim

Tepenin ardında beni bekleyen
Beni bekleyen bir şey var tepenin ardında
Elimde bir tüfek, yürüyorum, yürüyorum
Bir Çehov piyesinde gibi
Ha patladı ha patlayacak, tüfek
Ha vurdu ha vuruldu gökte kuşlar
Tepenin ardından, ardında tepenin
Görmeyi umduğum bir şey var

Kendimi bugün biraz
Kendimi biraz indirgedim bugün

Yüce gönüllülük yücelere mahsus
İyi yürelilik iyilere
Bana hiçbir şey düşmez bu hesapta
Sana hiçbir şey
ve ona da
Kimseye hiçbir şey düşmez bu hesapta
İnsanoğlu kin emmek
ve kül tükürmek için doğmuş

Bugün biraz kendimi yoğurdum
Yoğurdum ve yoğurdum
Sonra ellerimi, sonra parmaklarımı ve sonra
ve sonra kendimi yarattım
ve sonra kardım yenibaştan kendimi
ve kardım gökteki kuşları
ve tarladaki ayçiçeklerini
ve ve bağlacını ve dahileri
ve kardım her şeyi
ve sonra koydum önüme
bir dünya bir ahiret
ve kardım her şeyi
ve gördüm ki artık her şey,
her şey.

27 Temmuz 2020 Pazartesi

Elem Kuşları

Alevi, kendi içerisinde kalmış
ve dumanı sinmiş perdeye
kabuk, çoktan kalbi olmuş
ve soyulmuş yarası bedenin
bizim hikâye, bambaşka
başkaysa eğer bizim hikâye
bir el ver
ve dinle sesini elem kuşlarının
ki en sevdiğin şarkıyı okur
dallarda müezzinleri tanrının
sana, sana inanıyorum
elmanın içindeki kurda
taşın kalbindeki yaraya
suyun gözündeki cine
sana, sana inanıyorum
alevi, alevi, kendi içinde yangının
sönmez hiç, yakar da yakar.

2 Haziran 2020 Salı

Ekmeğim, Şarabım, Kutsal Kâsem Benim

Ekmeğim, kutsal kâsem, kanım

ve zaman üstüme bir bulut gibi çöker
Ben taşımaya çalıştıkça kucağımda bir çocuğu
Sokaklar, köşeyi dönemediğim bir kapan olur
Gün, elinden tutamadığım bir çocuk
Gece, karnını içerden tekmeleyen bir şey

Ekmeğim, kutsalım, dönüşsüz yeminim benim

Tuz ruhu içmeyi dener gibi
Başımı kaldırıp güneşe bakıyorum dosdoğru
Güneşe bakıyorum ve köreliyorum
Aydınlık her zaman beni büyülemiyor
Gözlerimin karardığını hissediyorum

Ekmeğim, kutsal şarabım, karım

6 Nisan 2020 Pazartesi

Kabuk I

Kendi kabuğuna çekildi ve orada daha önce de sıklıkla bulduğu şeyi buldu: kendini. Ama kendini bu kez daha önce bulduğu kendilerinden farklı buldu. Bu kendide diğer kendilere göre değişen bir şey vardı. Önce eline, yüzüne, bileklerine, dizlerine baktı. Ne yara ne bere, hiçbir şey yoktu. Boyu aynı, kilosu aynı, duruşu aynıydı ama değişen bir şeyler vardı. İnsan kendini nasıl değişmiş bulur, insan kendinin değiştiğinin nasıl ayırdına verir, insan kendisiyle karşılaşınca ne yapar? Durdu ve düşündü. Değişim üzerine. Değişim üzerine yeni bir şeyler okumalıyım, dedi sonra. Belki o zaman bir şeylerin ayırdına varabilirim. Sonra durdu ve düşünmeyi bir yana bırakarak yeniden kendine döndü. Bugün, dedi, kendim olan seni kendimden biraz daha farklı buluyorum, dedi. Bunu der demez ötekinin, yani kendi olan ötekinin, kendinin bakışının yavaşça yerden kalkıp kendisine döndüğünü gördü. Evet, dedi, çok şey değişti zamanla, ben dâhil. Sonra bakışlarını hiç uzaklaştırmadan ekledi: Ben, dedi, uzun zamandır buradayım ve düşünceye dalmıştım. Çünkü bir gün biri bana, çok güzelsin, kıyılamayacak kadar güzel ve beyaz, ama yüzün olgunlaşacak, aşk acısıyla, her şey o gün, değişecek ve sen, daha da güzel olacaksın, dedi. Ben beyaz mıyım veya güzel? Ben olgunlaştım mı yoksa bir şeyler daha mı görünür oldu? Yaşlandım belki de sadece. İçten içe. Sonra durdum ve düşündüm. Karşımda tam olarak ne bulmuştum ve neydi beni değiştiren veya olgunlaştıran? Aşk, yüzümü olgunlaştırdı mı gerçekten de? Sonra kabuğu çekip kopardım ve attım bir köşeye. Yürüdüm. Kendimi geride bıraktım. Kendim giderek karıştı karanlığına belleğin ve ben yürüdüm, her zamanki gibi.

Corona Günlüğü, I.
6-4-2020

18 Şubat 2020 Salı

Boşluk I

Bazen kendimi büyük bir boşluğun içerisinde buluyorum. İnsan içindeki boşluğu nereye taşıyabilir ve onu nasıl doldurabilir? Büyük bir kaçışsa arzuladığım, hiçbir yere gidemeyeceğimin farkındayım. Kendimden kaçamadığım gibi insanlardan ve hadiselerden de kaçamıyorum. Kimse hiçbir şeyin farkında değil ve ben kimseyle ilgilenmiyorum. Ardımda olduğu kadar önümde de büyük bir boşluk görüyorum. İki boşluğun orta yerindeyim. Önüm arkam, sağım solum bir boşluktan ibaret. Bunca boşluğun içinde, boşluğu dile getiriyorum. Kapana kısılmış bir hayvandan farksızım. Saldırmak istiyorum ama karşımda sadece bir duvar var. Isırmak istiyorum, koparmak, parçalamak ama karşımda sadece benliğim var. İşte bu, bir süs havuzunun içerisinde yüzmek gibi. İşte bu, bir kafesin içinde uçmak gibi. İşte bu, bir Rodin heykeline dönüşmek gibi. Benim kim olduğumun bir önemi yok, bana biçim verendir konuşulan. Bunca hadisenin içerisinde, işte bunca boşluğun içerisinde, bunca duvarın, bir boşluğun içindeyim. İnsan, içindeki boşluğu nereye taşıyabilir? Ben taşındıkça taşınıyor boşluğum. Boğulmuyorum, boğulsam kurtulacağım. Sürünüyorum yalnızca.

18-2-2020

7 Şubat 2020 Cuma

Âşığın Âmentüsü

Elif
Bugün kendimi sen sandım özür dilerim
ve koyuldum yola en başından
Oysa orta yerinde bir tilki
Bekliyordu otlağa giden yolun
Tilki koyundan koyun tilkiden
Tanrı benden ben tanrıdan
Sevgilim sen benden sen benden
Bi-haberdi

Be
Bir dost kaybetmiş gibiyim bugün bilmem neden
Habibullah ölmüş çok mu
Oğlunu kesen deli
Denizi yaran deli
Ayı öpen deli parmakuçlarından
Seni seven
Seni seven bir deli.

Te
Gökyüzünün sahibi kimdir bilmem hiç
ama bilirim ortak kullanım alanımız değildir gökyüzü
Ortak bakış, ortak anış, ortak yok ediş
Evreni orta yerinden
Hayır gökyüzü büyüklerin gözleridir üstümüze dikilen
Nasıl için rahat nasıl
Bir göz var üzerimizde görmüyor musun
Gökyüzü gözleriyse meleklerin
Perdeleri çekin ey meleklerim.

Se
Çok okuyorum ve öyle lezzetli ki
Bir akşam akşam yemeğinde kendimi Suç ve Savaş yerken buldum
Anna Barış yerken yahut Hacı Karamazov
Öyle lezzetliydi ki masam
Kendimi İncil yerken buldum
ve uyumadan önce kustum.

Cim
Umrumda değildir gelirse bir gün hesap günü
İçtiğimiz üç beş kadeh
Sevdiğimiz bir kadın
Öptüğümüz bir dudak tam da orta yerinden
Çok da lezzetliydi üstelik
Hâlâ dudağı dudağımda
Umrumda değildir gelirse bir gün mahşer günü
Sen yine de bana aldırış etme tanrım
Bakarsın işimiz düşer sana
Bilirsin ben biraz deliyimdir
Ne de olsa sen yarattın.

Ha
Görülmez varlıklara iman eder mi âşık
Hiç zannetmiyorum
Sahi, âşığın gördüğü herhangi bir şey var mıdır aşktan başka
Sevgili bile silinip giderken
Aman hiç de umrumda değilsiniz cinler periler melekler
Ne de olsa silinip gideceksiniz
Görülmez varlıklara iman etmem hiç ben
Sen hariç sevgilim
Keşke görebilseydim seni
ki ben görmeden sevdim seni.

5 Şubat 2020 Çarşamba

Sevgilim, Tanrım, Kutsal Kitabım

Sevgilim sana iman etsem çok da uzaklaşmam dinimden
Peygamberim sen, dinim sen, kıblem sensin desem
Tanrının bana sırtını döneceğini sanmam sevgilim
Tanrım sen, tanrı sen, tanrı parçacığı sen
Sevgilim sana iman etsem çok da uzaklaşmam dinimden.

Kutsal kitap gibi okuyorum avuçlarından kaderini
Ezberliyorum ve hâfızı oluyorum teninin
Bedenin, ah, ah o bedenin, kutsal kitabım
Açıp açıp okumak istiyorum seni en başından sevgilim
Mahfazandan ayırmak seni, soymak
Güzelim, benim kutsal kitabım.

Kimi deli der kimi peygamber
Kimi tanrı der kimi yokluk
Ama insana ne fark eder?

Öyle bir öleceğim ki ben sevgilim
Boşalır gibi gökyüzünden şiddetle
Düşer gibi bir gökdelenin yirmi ikinci katından
Ağrı'nın yamaçlarından
Öyle bir öleceğim ki ben sevgilim
Çıt çıkmayacak dudaklarımdan.

Sevgilim ben sana tapsam hiç ayıp olmaz ki tanrıya
Hatta bakarsın tanrı bile gelir tapmaya sana
Sevgilim sen yaratırken hiç sordun mu tanrıya
Tanrı seni yaratıyorum ama yarat beni sonra tekrar diye
Sevgilim çok güzel bir düşün içindeyim
Lütfen uyandır beni.

Bilirsin ben biraz sapkınımdır biraz da sapık
Bilirsin ben biraz deliyimdir biraz peygamber
Bilirsin ben biraz yaratanımdır biraz yaratılan
Bilirsin ben senin âşığınım
Tanrım, sevgilim, kutsal kitabım benim.