1 Aralık 2016 Perşembe

Ala Zaman Aralıklarında Bir Gezinti

Saklıyorum ve daha sonra sakladığım yerden memnun kalmayıp,
Daha derinlere gömüyorum ki görünmez olsun bakan gözler için,
Ki görmekle bakmak arasındaki fark sivrildikçe her dâim,
Daha da ulaşılmaz olsun hayata anlam katan bu gizim.
Nasıl ki yuva yapamazsa bir kartal dağdan aşağı yerlere,
Yerleşemezse bir fil kendinden küçük, basık ve kapanık yerlere,
Ben de öyle taşıyorum olduğum her kaptan,
Dizginlenemeyen bir nehir olup akıyorum insanlar arasından.
Ne pişmanlık ne umursama ne de herhangi bir engel,
Hiçbir şey durduramıyor beni bu bilinmez yolda.
Kime saplanıp kalacağımı hissettimse hayal kırıklıklarıyla dolu,
Anlıyorum ki insanoğlu yalnızca acılarla dolu.
Nasıl ki sen gönlü kırıkların içine nüfuz edip yerleşiyorsan,
Ben de öyle durulmak istiyorum en nihayetinde.
-Uca doğru yol aldıkça kendimi merkezde görüyorum.-
Bilmem nedendir, yaklaştığım herkesi uzaklaşmış görüyorum;
Biliyorum ki acım benimdir, kederim, hüznüm.
Biliyorum ki hiçbir şey anlatıldığı gibi geçip gitmiyor iz bırakmadan.
Yorgunum bir cennet artığı olarak bu sürgün durağında,
Bin cinnet geçirmiş kadar yorgun duyumsuyorum zihnimi.
Çevrilmişim ben farkında olmadan en can alıcı oklarla,
Dokunduğu her yerde bir dağlanmaz yara açıyor sözler.
Ağzımdan çıktıkça kusmuğa dönüyor bu sözler,
Artık bitse ömür ve kesilse tüm kelimelerin ardı sonsuza dek,
Bir küvet içinde suya karışan kırmızı damlalar olsa son görüntü,
Bir zaman artığı olarak, ala zaman aralıklarında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder