12 Ekim 2013 Cumartesi

Yusuf'dan Züleyha'sına IV

Züleyha'ya;
Kara geceyi bölen altından bir kadehti, o kadehin içinde sen vardın.
Seni tek yudumda içtim ve sen kayboldun, altın kadehte izini bıraktın, dudaklarını görüyordum.
Kırmızıya çalan dudaklarından bir iz vardı kadehimde, hep saklayacaktım.
Züleyha, bıraktığın izler kalıcı, kanatıcı, yakıcı ve ağartıcı.
Giderek parça parça ediyor beni, giderek kaybettiriyor bana kendimi.
Kenan diyarında yeşil çayırlarda otlayan koyunlar ölüyor, kuraklık geliyor.
Mısır'ın çölleri bütün dünyayı etkisi altına alacak Züleyha, sen yoksun diye dünya çölleşecek.
İçim zaten kuraklaştı, bolluğu yok artık, yedi zayıf inek yılında.
Nerede bir gölge görsem ben hep o gölgenin altına sığınıyorum, yolun hep en sessiz yanından yürüyorum.
Nerede bir kalabalık görsem oradan kaçıyorum, kalabalıklardan korkuyorum.
Nerede bir yalnız görsem yanına oturuyorum, yalnızlıkla kalıyorum.
Gölgelerle konuşup gölgelerde yaşıyorum, geceye en çok o benziyor diye.
Günün içinde ufak bir gece gibi gölgeler, aydınlık yok; karanlıktan bir iz taşıyor.
Züleyha, gözlerin neden beni böyle izliyor ve azabımı zevkle seyrediyor anlamıyorum.
Önce gömleği yırttın şimdide kalbimi yırtıyorsun, kalbim ince bir kâğıt gibi.
Savruldu o ve parça parça uçuyor, her parçası ayrı bir yöne doğru gitmekte.
Şimdi her parçamla dünyanın farklı bir yanına uçsam, hiçbir güç beni bir araya getiremez senden başka.
Senin gücün ise bundan ziyade daha fazla parçalara ayırmakla meşgul.
Hayatta hep güçlü bulduğum kuleler yıkıldı, yıkılmaz dediğim kaleler düştü.
Geriye sadece taş üzerinde taş kaldı, o taşlarda taştan ziyade taşlıktan bile dışlanmışlardı.
Ben piramitin içinde yolumu kaybettim, dönüp duruyorum.
Elimde tuttuğum ışık sönmek üzere, karanlığı bekliyorum, karanlıkta bile yolu aydınlatabileni.
Güzellikten geriye bir şey kalmadı, şimdi var olan sadece çirkinlik.
Göremediğim derecede bir çirkinlik, görüpte korkmaktan korktuğum için bakamadığım bir çirkinlik.

Mısır'dan daha kurak içim, bütün varlığım kurudu.
IV

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder