Sensiz geçen her güne buhran hakim.
Buhran vakti geldi yine.
En çok karanlık günlerde geliyor.
Sen olmayınca gün karaya boyanıyor.
Çıkarıyor üzerindekileri, siyahları kuşanıyor.
Kara bir kuşak doluyor beline.
Eline siyah bir kamçı geçiriyor.
Adım attığı her yerde kamçısını şaklatıyor.
Sensizliğin sesi bu.
Sensiz geçen zamanın sesi, saatin sesi bu.
Kamçının sesi korkutuyor, giderek yaklaşıyor.
Zaman giderek hızlanıyor, buhran artmakta.
Kara örtülere bürünerek yürüyor yanımda.
Ben sesimi çıkaramıyorum.
Beni boğmasından korkuyorum.
Buhran vakti geldi çattı, beni yakaladı.
Düsturunu bozmuyor, benden korkmuyor.
Kamçıyı tutan elleri kocaman ve çirkin.
Ayakları sanki canavarcasına biçimsiz.
Vücudu eğri ve kambur.
Buhran, o kadar çirkin ki, çirkinliğin ta kendisi.
Buhran, çirkinlik demek aslında, yokluğa düşüş.
Bu vakit geçsin artık, sonlandır bunu.
O kamçıyı al onun elinden ve sen boğ onu.
Dola onun boynuna, kurtar beni onun ellerinden.
Buhran vakti, tükensin artık, sonlansın.
Tüket onu, bir solukta kes nefesini.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder