Yine yağmur yağıyordu, sığınacak yer arıyordum.
Sığınacak yer aradım, en çok seni aradım.
Sen yokken üzerime yağmasın dedim, seni aradım.
Sonra yağmuru hissetmediğimi fark ettim.
Kalakaldım.
Sen yokken hislerim kayboluyor.
Hissetmek sensizken mümkün değilmiş, farkettim.
Sen varsan elim ayağım dokunduğu nesneyi tanıyor.
Sadece senleyken ben dokunabiliyorum.
Hissizlik hakim şimdi bana.
Sen olmayınca kalbim buz tutuyor, sadece seni seveyim diye.
Kalbimin buzları ancak senle eriyor, sadece sana eriyor.
Bir kalıpta dondur kalbimi, sonra onu sakla.
En soğuk köşesine koy kalbinin, orada muhafaza et.
Eğer soğuk kalmış bir yanı varsa kalbinin.
Sakın üşüme, soluğumla dahi ısıtırım seni.
Üşüdüğünde söyle, sıcağı getireyim sana.
Güneşi getireyim erisin karların, erisin buzdan şatoların.
Sana emanet artık hislerim, bende değiller.
Yanıma gelsen de hissetsem yaşamı.
Ölü bedenlerin kayıp dokuları var bende.
Bir türlü canlanamayan çürümüş bir vücut.
Buzdan organlarım var benim, erimeyen.
Sen sıcaksın, alev alev yanan bir ateş var içinde.
Kalbin yangın yeri, yakıyor beni de.
Ben üşüyorum, kışı andıran bu soğuk günde.
Hislerim donuk halde, sana dair en küçük kıpırdanış canlandırıyor.
Sana dair en küçük kımıldanış hissettiriyor.
Hislerim sana yönelik, seni hissetmek için.
Yağmur yağsın üzerimize, beraber hissedelim.
Yağmurla ıslanan sokaklarda yürüyelim.
Birbirimize sarılarak kışı bahar edelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder