“Aynada hep saçlarımıza, sakalımıza, rujumuza, sürmemize baktık. Peki, kaç kez kendimize baktık?”
Servet Saygınoğlu
Ben aynaya bakmak istemiyorum artık.
Benim aynam sen olmalısın ve ben hep sana bakmalıyım.
Sen her aynaya bakmak istediğinde yanıma gelmelisin.
Ayna olmalıyız birbirimize.
Ayna ki, bakanı gösteriyorsa şayet, ben bakmak istediğimi görmeliyim.
Bana aynanın gösterdiği değil aynanın göstermesini istediğim gerek.
Geç bir saatte karanlık bir yerdeydim.
Bana kendini göster dediler.
Ben seni gösterdim.
O an anladım ki artık bütün aynalar kırılmıştı benim için.
Yeryüzünde başka bir ayna kalmamış idi.
Camlar un ufak olmuş, ayna görevi olan tüm varlıklar kaybolmuştu.
Kendimi göremiyordum.
Yüzüm nasıldı bilmiyordum.
Sen geldin aklıma, ben sendim, en çok sen.
Sana yöneldim yine, sende görmek için kendimi.
Sana baktım yine, ben bu kadar güzel değildim.
Sen güzel idin, ben sendeki akislerimi gördüm.
Senin güzelliğin aynalarımı kırdı.
Sen benim aynam olmalısın, sana bakınca kendimi görüyorum.
Ruhumdan bir parçasın sen.
Et ve kemik vermişler ruhuma, o da giyinip sen olarak çıkmış karşıma.
El ele kol kola yürüyorum şimdi ruhumla, yani senle.
Tabii ruhlar aleminde, hayali et ve kemiklerle.
Ben senin aynan olmalıyım, bendeki seni görmelisin.
Aynalar kırılmalı, camlar un ufak olmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder