15 Eylül 2013 Pazar

Adem'den Havva'sına XVI

Havva'ya;
Günler geçiyor Havva, gözlerinin esaretiyim sanki, esir etti gözlerin beni, gözlerimi her kapayışımda karşıma gözlerin çıkıyor.
Beni içinde gözlerinin olduğu bir odaya kapattılar, odanın duvarları katrandan bir siyaha boyanmış, hiçbir şey gözükmüyor.
Neden katrandan bir siyah bende bilmiyorum, sadece siyah işte tek farkı katrandan oluşu, belki de içinde kaybolmak için uygun bir renktir.
Yansıması bile yok odanın, içine girenin kaybolması için.
Gözlerin ise tam karşımda giderek büyüyor, yeşili daha belirgin, kirpiklerin ok, uçları sivri, kalbime saplıyorsun onları.
Şimdi biliyorum ki kalbime saplanan bıçak değilmiş, kirpiklerinmiş.
Her gece, her gündüz, her gün, her an, her saniye kalbimi deşen o kirpiklermiş, o kadar yakıcı ki uçları akrep zehrine batırılmış olmalı.
Derinleşiyor giderek kirpiklerinin değdiği noktalardaki yaralarım, deştikçe deşiyorsun, canım yanıyor, canan'ım yanıyor.
Bir bakıyorum odanın kapısı yok olmuş, oda kafesim olmuş, kafesin çıkışı kaybolmuş, ben kafeste kaybolmuşum, gözlerinin içinde kaybolmuşum.
Göz bebeklerin giderek büyüyor, gözlerinin akı aydınlatan tek şey odayı, yoksa odanın siyahlığı karanlığı çıkarmış meydana.
Benim içinse farketmiyor, gözlerin beni olduğum yere mıh gibi saplamış, ben kımıldayamıyorum, kımıldamama izin vermiyorsun, tuttun bırakmıyorsun.
Göz kapaklarımı kapatayım diyorum karşıma bu sefer yüzün çıkıyor, göz kapaklarıma resmini çizmiştim, silinmiyor oradan, her daim karşımdasın, yani yanımdasın, sol yanımda.
Göz kapaklarımda seninle uyuyayım diyorum, bu sefer odadaki gözlerin beni belli belirsiz bir dürtüyle uyandırıyor, esaretinden bırakmıyor, yüzünü değil gözlerini görüyorum en çok, belki inatçısın.
Ne yapacağım bu odada bilmiyorum, gözlerinin niyeti nedir ki beni bırakmıyor, beni içine hapsetti, kendi içinde tutuyor.
Bir gün bir yolunu bulursam ilk olarak bu odanın rengini değiştireceğim Havva, nar çiçeğinin rengine boyayacağım, duvarlarına resimler yapacağım pek başarılı olmasamda, gözlerinin olduğu bu odanın rengi siyah olmamalı, en güzel renklere boyanmalı içinde senden bir işaret olan bu oda.
Senin gözlerinin olduğu bu oda belki bir hazine sandığı, benden başka içinde kimsenin olmadığı bir oda burası, hazine odam benim.
Benim içindir ki gözlerinin olduğu bu oda, sonra gelecek olan Karun'un hazine odalarından çok daha değerlidir.
Gözlerin, kirpiklerin ve ben aynı kafesteyim artık Havva, birde göz kapaklarımdaki resmin.
Ben bu kafesten çıkmayacağım, bu kafes ki artık evim olmalı benim, yerim, yurdum ve her şeyim.

Kirpiklerin canıma değse canımı alırlar, gözlerin ki ben onları tutamam.
XVI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder