27 Eylül 2013 Cuma

Kış Gelmesin

“Kış gelmek üzere, oysa ki gönül kışa girmeye hazır değil…”

Nazım Hikmet RAN


Yağmurlar düşmeye başlar yakında, önce sağanak halinde.
Giderek arttırır şiddetini, çöker insanlığın üzerine.
Kara bulutlar, ak bulutlar, hepsi bir arada, iç içe geçmiş.
Bir yanda yağmur taneleri iner, bir yanda rüzgar eser.
Doğa kendisini şaşırmış gibi, sallar insanı, alıp götürür.
Bulutlar hiç ayrılmazlar artık tepemizden.
Bir süre misafir olurlar bize, tepemizden ayrılmazlar.
Yağmur giderek azalır, onun yerini bir başkası alır.
Başka bir misafir gelir aylar süren bir yolculuktan sonra.
Mevsimler döner birbirine, yıl içindeki döngü devam eder.
Kar'la tanışırız o zaman, kar kendini tanıttırır bize.
Bembeyaz bir renk tanır dünyamız, doğa örtüsünü değiştirir.
Kış gelir en çetin koşullarıyla, zorlar bizi.
Gönül hâlâ sıcaktır, sıcaklığı şiddetlidir.
Hazır değildir kışa, hazır değildir hazana, hazır değildir ayrılığa.
Gönül hep baharı sever, baharla yaşar, baharı farklı tutar.
Bizim gönüllerimiz hep baharda kalmalı.
Kar yağmamalı gönlümüze, gönül kuşumuz hasta olmamalı.
Göç etmemeli, içimizde yaşamalı, kalbimizin sıcaklığına sarılmalı.
Sonbaharın sarı örtüsüne hazır değildim henüz, sen yoktun.
Karın beyaz örtüsüne hazır değilim henüz, sen yoksun.
Sen gelince kat kat artan örtülere artık gerek kalmayacak.
Sarı örtüyle beyaz örtü bir başka olacak.
Hepsinde bir güzellik olacak, kışın laleler açacak.
İstanbul örtülere bürünecek, ben kalbime dönüp sana bürüneceğim.
Gönül yorgun düşmeyecek, bende senden ayrı düşmeyeceğim.
Gönül, sensiz kışa hazır değil, kış gelmesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder