Havva'ya;Zehrolan bir gün, zehrolan bir hayat var önümde Havva, zehrolan düşünceler.
Yalnız başıma aşmam gereken koca dağlar, uzanan okyanuslar var.
Hepsinin ötesinde ne olduğunu bilmediğim koca bir alem var.
Ne kadar vaktim var bilmezken, üzerime düşen bir sürü yıldırım var.
Ödevlerim var Havva, hepsinden pekiyi almam gereken bir sürü ödev var.
Zehre bulanıp önüme konmuş, yememin söylendiği yemekler var.
Bir su var önümde, baştan başa zehir gibi, zehir tadında, senin tadında.
İçtim ben o suyu, kana kana içtim ve artık vücudumun her zerresinde bu zehir var, sen varsın, her yanıma işlemiş bir sen varsın artık.
Bu zehir terk etmez artık bedenimi, giderek kemiriyor beni içten içe, her seferinde daha güçlü ve etkisini giderek arttırarak.
En sonunda aklıma ulaştı zehrin ki, aklım bu zehrin etkisiyle hiçbir düşünceyi benimseyemez oldu, sadece seni düşünmekle meşgulüm.
En sonunda kalbime ulaştı zehrin ki, kalbim bu zehrin etkisiyle hiçbir varlığı bilmez oldu, sadece senin varlığına olan sevgimi körüklemekle meşgulüm.
İçimde giderek yayılan bu zehir, artık hastalıklı bir kişiye dönüştürdü beni.
Daha kimseye yaramam, hiçbir işe yaramam ben artık, şifayı kaptım senden, artık yaşayamam.
Üzerime düşen yıldırımlar mı beni çarpıyor, ben mi onları çarpıyorum bilmiyorum.
O kadar yoksunum ki bu duygu artık tavan yaptı bende Havva.
Sana çarpıldığımdan beri yıldırım çarpması nedir bilmiyorum, senin çarpıntıların daha güçlü.
Seni her düşünüşümde kalbimin çarpışı daha gür, daha kuvvetli, daha kararlı.
Bir yıldırım gibi çarptın beni, yandım ben, karardım içten içe ve kimse görmedi.
Ağaçlar şahidimdir, deniz şahidimdir, kuşlar şahidimdir ve kalem şahidimdir ve yazı şahidimdir, oku.
Oku Havva, sana yazdım, senden ötürü yazdım, dünya üzerinde cennetten bir parça olduğunu düşündüğüm senin için yazdım.
Delirmek için yazdım belki, delirişimi kanıtlarıyla sunmak için.
İçime takılıp kaldın Havva, damarlarımda kaldın, çıkmadın dışarıya, bende takıldın kaldın.
Salmadım seni dışarıya, kalbimden kovmadım ve aklımdan çıkmadın.
Girdiğin yerleri terketmiyorsun, gitmek gibi bir huyun yok senin, bırakmıyorsun peşimi.
Her yer senle dolu, dünya üzerindeki her varlık sana benziyor Havva, seni arıyorum oysa bulamıyorum.
Zehir karıştı artık kanıma, ne ben bu zehirden arınırım, ne de bu zehir beni bırakır.
Zehrini bir yudumda içtim, artık kanımdasın, canımdasın, en çok bendesin artık.
XII
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder