Bir ses geldi geceyi bölen, bir çift ayak sesiydi kulağıma takılan.
Çıplak ayaklardı odamda dolaşan, ayaklarındı, tanıdım.
Ayaklarını tanırım bilirsin, sendeki her şeyi tanırım.
Bana yaklaşıyordu ayakların giderek, ben başımı kaldıramıyordum.
Karşımda durmuştun sanki, bana bakıyordun.
Ben sana bakamıyordum, bakmaya korkuyordum.
Korktuğum durumlar hep başıma gelirdi, ve sen gelmiştin işte.
Almaya gelmiştin bendeki canı, yok etmeye gelmiştin.
Hep korkmuştum bundan, korktuğum geldi başıma.
Çok hızlı geldi.
İnfazını bekleyen mahkum gibi bekledim.
Bu korkuyla yaşadım her daim ve geldi infaz vakti.
Yaklaşmıştın bana, ben başımı kaldıramıyordum hâlâ.
Elinde bir şey vardı, avuçlarınla sıkıcı kavramıştın.
Senden bir parçaydı yine, kirpiklerinden bir teldi.
Sımsıkı tutmuştun o kirpiği, beni hiç o kadar sıkı kavramamıştın oysa.
Kaldırıyordun elini havaya, saplıyordun kirpiğini göğsüme.
Defalarca kez yapıyordun bunu, sürekli saplıyordun acımadan.
Ellerin hafifti, sanki saplayışını hissetmiyordum, acısını duyuyordum sadece.
Ellerin, ne kadar güzeldi, ayakların ne kadar özeldi.
Kirpiklerin, ne kadarda sendi!
Sapladın işte, göğsümde bir kirpiğin var şimdi.
Bende bıraktın bir yanını işte, ben ise sende bıraktım her yanımı.
Göğsüme sapladığın kirpiğin öldürmedi beni hayır.
Göğsüm zaten boştu, sendeydi kalbim, unutmuştun, boşluğa sapladın.
Oysa sendeydi benim yaşam kaynağım.
Bu kadar zahmete gerek yoktu, elindeydi zaten varlığım.
Yok etmek için gelmene gerek yoktu, ayak seslerinle korkulu geceyi böylemeye zahmet etmemeliydin.
Saplayışın acıtmadı, ellerin çok güzeldi, kirpiğin çok güzeldi.
Güzel bir yanın kaldı bende.
Beni öldüren buydu işte, bunca güzelliği bölerek yapmandı.
Güneşin doğuşuna beraber uyanacağımızı düşünürken, henüz gecesinde saplamandı kirpiğini.
En güzel katilin, en güzel silahıydı, kirpiğin.
Her yanımda sende kaldı ölürken, ölen sadece bedenimdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder