12 Haziran 2013 Çarşamba

Adem'den Havva'sına II

Havva'ya;
Bak bir gün daha eklendi koca esaretime.
Bir gün daha geçti burada senden mahrum. Oysa seninle geçebilecek bir gündü.
Şimdi böyle sonsuza kadar senden uzakta kalacağım.
Buz gibi her yer ve ben donuyorum. Oysa içim, dışımdan daha soğuk.
Uzak olacağız, dünyanın güneşe olan uzaklığından daha uzak.
Işık hızıyla hareket edemeyeceğim artık Havva, bende yavaşlayacağım.
Giderek hantallaşacağım, artık hiçbir şeyi istemeyeceğim.
Bu dünya denen yer çok ıssız ve bu beni korkutuyor.
Zihnimde var olan şeyler ise beni kalabalıklar içerisinde bırakıyor.
Sensizken beynim giderek boşalıyor.
İsimsiz topraklara ayak basıyorum, benden önce kimsenin ayak basmadığı yerler.
Henüz daha kimse yok buralarda benden başka.
Buraları ben görüyorum, oysa seninle beraber görmek isterdim buraları.
Şimdi güneş ışıklarıyla sana gülümsüyordur, bana kan kustururken.
Sana rüzgarlar şarkı söylerken beni inlettiriyorlar.
Kim bilir -ben bilmem- belki bir yerlerde bir salıncakta sallanıyorsundur.
O ipek saçların rüzgarla savrulurken gökyüzüne, ben göremezken, görmeyi dilerken.
Ve hiçbir zaman göremeyecekken, rüzgarlar yalnız bırakmasınlar seni.
Yağmur hiç yanından ayrılmaz, güneş senin muhafızın olsun.
Seni korusun yeryüzünde güzellik içerisinde ne varsa.
Sadece sana koşsun içerisinde iyi bir şeyler olan her şey, benden uzak olup sana koşsunlar.
Senin etrafını bu dünyada var olan en güzel çiçekler sararken şüphesiz, benim etrafıma dikenler dolanmakta ve bu canımı yakıyor.
Hiç bilmediğim şeyleri öğreniyorum dünyada.
Acı çekmek denen bir şeyle karşılaştım, senin olmayışına 'acı' adını verdim.
Burada artık bilmediğim şeylerle karşılaşıyorum.
Pekçok şeyi keşfettim ama bu keşfettiklerimin tamamı acı.
Benden sonra eğer bir insanlık gelecekse onlara acıyı miras bırakacağım.
Çektiğim acılar miras kalacak onlara.
Adem şimdi çok güçsüz, ne yapacağını bilemez.
Oysa kim bilir -ben bilmem- Havva ne kadar güzeldir, her zaman olduğu gibi.
Onun olduğu topraklar ne kadar güzeldir şimdi, ne kadar sevgi doludur.
Benim olduğum yerler bilinmemezlik içerisinde en çokta acı.
Yoruluyorum Havva, cennette bilmezdim yorgunluğu.
Artık hep yorgunum, yorgunlukla beraber ızdırap içerisindeyim.
Çok dayanamayacağım Havva, dayanıklı değilim.
Yorgunum, permeperişen., hep böyle kalacağım.

Issız bir yerlerde terk edilmişken, karanlıkta bir başıma, yalnızlığımla baş başa, dünyadaki ikinci günden.
II

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder