Gün doğacak, gün batacak. Sen gelmeyeceksin. Her günün peşinden yeni bir günü daha sürüklenerek gelir. Gelişi gidişinin habercisidir. Gidişi tekrar geleceğine ispattır. Günün doğuşu kadar batışıda vardır. Yükselişin olduğu gibi alçalışın olduğunu da hatırlatmak için. Gün bu ikisinden ibarettir, arasındaki vakit sürekli değişir. Ne öğle kalıcıdır ne de ikindi. Aslolan ya gündüzdür ya da gece.
Vaktin bilinmediği dönemlerde gün ne doğmuş olacak ne de batmış. Gün olduğu yerde duruyor hep. Sanki evrendeki boşlukta ilerleyen dünya değilde biz insanlarız. Bir boşluğun içerisinde ilerliyoruz. Boşlukta nefes almak için çırpınıyoruz. Her çırpınış boşlukta atılan bir kulaç. Bizi hiçbir yere götürmüyor. Almaya çalıştığımız her nefes havasızlıkta ciğerlerimizi parçalıyor.
Gün olduğu yerde duracak, gelecek insanlar için. Gelecek, hiç gelmiyor. İnsan ona doğru koşmalı, geleceği geçmeli. Geleceğin önüne geçmeliyiz. Gelecek bizim peşimizden gelmeli. Geleceği bekleyen insanlar geçmişte kaldı. Toprağın altında şimdi gelecekten ümitli olanlar. Ümit şimdi için var, gelecek ümitsiz.
İnsanlar doğacak ve ölecek. Tüm hayatlar bu ikisi arasında geçip gidiyor. İki büyük eylem vardır dünyada. Doğmak ve ölmek. Mezar taşına sadece bu ikisinin yazılışının nedeni bu olmalı. Doğdu, kendi elinde olmadan; öldü, kendi elinde olmadan. Ona ait değil yaşam, ona verilen ondan alındı. Ona ait olanlar ardında bıraktıklarıdır. Arasındakiler çokta önemli değil. Hatırlayan olmadığı sürece.
Başlamak ve bitirmek önemlidir. Bitirmek için evvela başlamalı insan. Başlanmayan şey hiçbir zaman bitmez ki. Bitirmeli yarım kalan ne varsa, yarıda bırakılmış ne varsa. İnsan yarım bıraktıkları yüzünden hayatın karmaşasında kayboluyor. Yarımı tam edenler mutlu olurlar, tam olmak mutluluktur. Yarım olanlar asla yaşayamaz.
Gün doğacak, gün batacak. Sen gelmeyeceksin. Sen gelmiyorsun. Hayat şimdiden ibaret, gelecek ümitsiz. Geleceğin önüne geçmeli. Geleceğin önünde dört nala atları koşturmalı. Gelecek insanoğlunun peşinden koşmalı. Gelecek geçmişte kalmalı. Mutluluk bu, mutluluk yarımı tam etmek. Mutluluk, şimdi gelmek. Gün batmadan, henüz her yer aydınlıkken. Gün doğmuşken.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder