13 Kasım 2013 Çarşamba

Elif'in Sırrı

” Elif diye bir kızımız olsun. Romantik bir filmin gösterildiği bir sinema dönüşü olsun o da. Ya da bir bale dönüşü. Bunu istiyorum ben..
Sen ne güzel bir Elif doğurursun. Başına kurdeleler bağlarsın.
Evet, Elif.”

Cemal Süreya - Onüç Günün Mektupları


       Elif gibi olmalı insan aslında. Elif kadar boyu dik, elif kadar yalın, elif kadar... Elif gibi olmalı insan aslında. Sen Elif'sin, teksin, yalınsın, diksin, sadesin, yalnızsın, yalınsın. doğrusun.
       Ben bir Elif harfi biliyorum, o aslında sensin. Sen Elif'sin aslında, kendi kendinden doğmuş gibisin. Ancak kendi kendinden doğarak kendine bu kadar benzeyebilirsin. Senin genlerinin her biri bir başka mucizeyi bana anlatıyor. Senin duruşun beni böylesine etkiliyor.
       Sen Elif'sin aslında, Elif'den daha Elif, Elif kadar Elif. Adını çokça yazacak kadar çok Elif. Elif teklik demektir aslında, onda bir sır var mıdır bilemem ama, benim yüklediğim bir sır var. Ona, senin benim için tek olduğun sırrını yükledim. Şimdide herkesle paylaştım, artık bir sır değil. Sen benim için teksin, bu bir sır değil, aşikâr. Bir sır daha var onun içinde, onu da yalnız sen bilirsin, bu gerçek bir sır, bizim sırrımız, belki senin bile bilmediğin yalnızca benim sırrım. Elif'in sırrı.
       Elif'in yalınlığı onun tek çizgide oluşmasındandır. Bir başlık çizilmesi, bir çırpıda olması, tek dokunuşta tamamlanmasındandır. Bu yüzdendir ki basit görünen her şey içinde gizli bir zorluğu barındırır. Bu zorluk sadece onun maddi yapısında değil, aynı zamanda onu şekillendiren manevi yapısındadır. Sen gerek maddi boyutun gerek manevi yapınla gerçek bir varlıksın. Varlık, bu cümleyi de ne çok kullanıyorum, ama aslında yalnızca sen mevzu bahis olduğunda kullanıyorum. Senin oluşunun altını en belirgin mürekkeple çizmek için. Suya değil, taşa yazmak için. Aşketmek için.
       Senin duruşun diktir her sözden önce. Duruşun o kadar diktir ki boyun güneşe değecek zannederim. Güneş senin bir karış üzerindedir zannederim, aslında bir karış üzerinde de değil güneş başlı başına sensin zannederim. Boyun öylesine dikki ben o boyu selvi ağaçlarının yapısına benzetirim. Sen aslında yüzyıllar öncesinden kalma bir mitsin, her zaman değerli, farklı bir bakış açısı.
       Yalınlık senin doğanın bir parçası. Yalın oldukça güzel oluyorsun, güzel oldukça yalın oluyorsun. Cümleleri ters çeviriyorum, evirip çeviriyorum ama yalın olamıyorum. Yalınlık senin yapının bir parçası demek ki, ben yalın olamam senin kadar ve kimse yalın olamaz senin kadar; yalın olan sen olmalısın ki seni bu kadar muazzam gösteriyor. Sen hep yalın ol, benle ol aslında.
       Bildiğim doğrularda sen varsın. Cemal Süreya gibi on üç mektupla kalır mıyım bilemem, bilmediğim o kadar çok şey var ki. O yüzden bu kadar çok kullanıyorum bilmemek fiilini, bilmemekten ötürü. Sen bir Elif doğur, sen olsun, senin gibi olsun, adı bilinmez olsun, sen gibi olsun. Bizim olsun daha çok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder