Asıl mühim olan, iki insanın birbirini bulması bu derece güç olan şu dünya da, saadete ermekti. Öte tarafı hep teferruattı.
Sabahattin Ali
Seni bulduktan sonra dönmek mümkün mü?
Dönülecek yolun başında da sonunda da sen varsın.
Dönüşler sana oluyor böylece.
Arada geçen vakitlerin tamamı ölü sayılıyor.
Yaşamayı ancak seninle olunca güzel addediyorum.
Saadet, senin ellerin kadar sıcak bir düş.
O düşe ermek için badeyi içmek gerek.
O bade ki dudakların bir kadehtir.
Akşam dönüşse durmadan sabaha.
Her şey kovalasa birbirini.
Senin peşinde ancak ben olurum, izinde.
Gladyatörler doldururken arenayı.
Senin için ancak ben savaşırım, sularım her yanı kanla.
Sana ulaşmak için gerekiyorsa mücadele.
Savaşılmadık toprak bırakmam, gelirim sana.
Bütün bunların sonlandığı anlarda.
Yine akşam olduğunda, karşımda sen olmalısın.
Yine sabahında her gecenin sen olmalısın odama doğan.
Doldurmalısın evin her yerini.
Her yanda senden bir parça.
Her tablodan her şarkıya senden bir işaret.
Parmak izlerin olmalı resimlerde.
Senin gelişin yok sayar diğer gelişleri.
Sen öyle bir gelirsin ki başka neyin geldiğini görmem.
Belki kıyamettir belki saadet.
Sen gelirsin, gelir senle sonun başlangıcı.
Sonlananlar, başlangıçların başlangıcıdır.
Sende beraberinde getirirsin yeni bir başlangıcı.
Saadete ermektir sana ermek.
Badeyi yudumlamaktır, seni görmek.
Her rüyada ve her hülyada.
Uykuda veya değil, seni görebilmektir yaşam.
Gerisi ölüm, gerisi yokluk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder