Düşen o ufak küpeden çağlayanlar kopuyordu.
Sesleri kulağımı deliyordu.
Başım çatlayacakmış gibi çarpıyor.
Küpesini düşürmüştü.
Minnacık, karbeyazı, inci küpesini.
İçimi aydınlatan beyaz küpesini.
Farkında değildi oysa.
Umutlarım bağlıydı ona.
Şimdi ellerimde bir teki.
Eşi benzeri yok.
Hangi kuyumcu işlediyse onu.
Hangi deniz doğurduysa onu.
Hangi istiridye ev sahipliği yaptıysa ona.
Şimdi önümde uzanıyor o.
Giderek büyütüyorum gözümde.
İnci gibi dişlerin. -olmadı gülüşlerin-
Kar gibi giysilerin.
Küpen inci, inci küpen.
Saç onları yeryüzüne.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder