Ferit, Ferid, it, id, t, d, t değil d, fotenik, fonetik ve babasının kahkahaları. . .
Takıntılarım var galiba. Bazen onlarlada baş başa kalıyoruz.
Aklımdan çıkmayan kelimeler oluyor bazen.
Bazı cümleler ben buradayım diye bağırabiliyor.
Ferit beni görünce selamlamak için ayağa kalkıyor.
Bütün fikirleri zihninde dolaşırken onları benimle paylaştı.
Ve ikimiz aynı şeyleri düşündük.
Ferit benim hiç tanımadığım bir diyardan çıkagelmiş akrabam belkide. Varlığından haberdar olmadığım bir yakınım. Ve belkide hiçbiri.
Bilemem.
Ama ben Ferit'i tanıyorum. Hemde uzun bir müddetdir ben Ferit'i tanıyorum.
Biz onunla beraber büyümüşüz gibi.
Aynı kitapları okumuş aynı filmleri izledik belkide.
Felsefe ve bilimi birleştiren bir noktada bizde birleşiyoruz.
Ben ki adaya hiç gitmedim ama onunla gezdim oraları.
Matmazel Noraliya'nın koltuğuna beraber oturmuştuk.
O koltuğa danteller örtmüş ve güzelliğine hayran kalmıştık.
Biz Ferit ile arkadaş olabilecek iki insanız.
Galiba bendede biraz Ferit'lik var.
Bazen bende kaçıyorum. Hızlı hızlı sokakları adımlıyorum.
Merdiven boşluklarında düşünüyorum.
Rüyalarımda farklılıklar tadıyorum.
Hayaletlerle, katillerle uzunca sohbet ediyorum.
Ayna ile konuşuyorum saatlerce belkide.
Sayfalar ilerledikçe Ferit'de ilerliyor zaman basamaklarını.
Bu kitabında sayfaları sonlanıyor belk, ama kitap zihnimde yeniden bir kez daha başlıyor.
Daha sonra bir daha ve bir daha tekrar yaşanacak bir hayat gibi.
Bende birazcık Ferit'lik var.
Uçtayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder