13 Haziran 2014 Cuma

Yargılamalar X

Hakime Hanım, Yargılamalar, X

Yüzyıllardır insanlığın içinden çıkamadığı bir sorunsal var Hakime Hanım, ben derdimi kimseye anlatamadım: Hep yıldızlara, taşlara, fallara bakarak geleceği yorumlamaya çalışma arzusu, gelecekten haberler. Geçmişimizi, bugünümüzü dahi tam olarak algılayamazken insanların geleceğe bu kadar düşkünlüğünü anlayamıyorum. Oysa çoğumuz yarını bile göremeyecek. Bugün için hep çırpındım, mücadele ettim; geleceğin sarhoşluğu ile dolmadım. Beni hep karamsarlık adını verdikleri bir zindana tıkadılar, ayrıştırdılar. Geleceğin gizeminden çok zamanımın gerçekliğinde gezindim, bu yüzden beni kendilerinden uzak tuttular Hakime Hanım. Söyler misiniz, niye insanoğlu hiçbir şey yapmadan her şeyi Yaratan'dan bekler? Oysa tüm mucizeleri de insanın kendisiyle göndermedi mi Yaratan? Ben bir yerlerde bir şeyleri mi kaçırdım da böyle bir ateşe atıldım, cezam yanmak oldu, yakılmak oldu, siz söyleyin Hakime Hanım. Ben o kutlu insanların yollarını benimsemiştim. Doğruluğun, adaletin, sevginin ve daha nicelerinin kendimiz tarafından ortaya çıkarılacağını düşünmüştüm. Gecenin içindeki yolculuğumuzda elimize fener verilmişti, yol aydınlıktı ama insan sürekli karanlığa meylediyor, gecenin içerisinde gözleri kapalı olarak yürümeye çalışıyor, bunun hiçbir anlamı yokken. O kadar uzak ki insanlar güzel şeylerden, her şeyi ırak bir yerden bekler oldu. Kendi ellerinden çıkan hiçbir şeyi beğenmeyip, sanki ne yaparlarsa yapsınlar kendileri güzele ulaşamayacak zannettiler. Oysa bu dünyaya güzellikleri getirenler de insanların kendileriydi. Tüm varlık, çabanın sonucudur. İnsan, kendisini sürekli muaf tutmaya çabaladı, bu yüzden ahmaklığa düştü. Hiçbir şey yapmadan her şeyi elde etmeye çalışmak, ahmaklıktır. Günümüzün dünyasında artık surlar taşlarla değil, ahmak insanlarla örülüyor. Ben de Hakime Hanım, işte tam da bu yüzden, hiçbir yere gidemiyorum. Ahmak surları beni hareket etmekten men ediyor, yaşamaktan, lalelerin açışını görmekten, baharda gününü gün eden kelebekleri görüp ateşböceklerine bakmaktan, her gece cırcır böceğinin sesini duymaktan men ediyor -o da cırcır böceklerini severdi Hakime Hanım, birde cırcır ile ateşböceğinin aynı böcek olup olmadığını merak ederdi, hâlâ o da ben de bilmiyoruz-. Ben karamsarlıkla suçlandım ama geleceği karanlıkta bırakmadım. Geleceğim bugünümün devamıdır Hakime Hanım, ahmaklar anlamayacak, yine göksel işaretler bekleyecekler. Bu yüzden tüm ahmakları yakmalı, yakmalı, yakmalı, bilirim ki yakmakla tükenecek gibi de değiller. Her yerde ahmak surları. Kurtuluş yok, benim için. Ben karanlığa yazgılıyım.

Hiçbir şey yapmadan her şeyi elde etmeye çalışan ahmaklar, gecenin içerisinde kayboldular. Lanetlendiler. Bu da onların yazgısı. Gece hepsini yutmalı, kara bir böcek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder