3 Mart 2013 Pazar

Mutluluğun Arayışı

”Birçok insan mutluluğu, burnunun üstünde unuttuğu gözlük gibi etrafta arar.'' 
Friedrich Nietzsche

Mutluluk bu kadar yakındayken uzakta aranıyor.
Tıpkı unutulan her şey gibi.
Unuttukça uzakta farz ediliyor.
Uzakta olduğu düşünüldükçe yakında olduğu görülmüyor.
Uzaklaşan şeyler güzel görünüyor.
Yakınlaştıkça değersizleştiriliyor.
Değerli olmak için uzaklaşmaya mahkummuş gibi.
Elimizdekiler daha değerli.
Gözlük burnumuzun üzerinde.
Kitap elimizde.
Fark edemiyoruz, uzakta olduğunu farz ediyoruz.
Mutluluğun arayışı dışarıdayken, çok uzakta.
Biz giderek içimize kapanıyoruz.
Mutluluğun varlığını başkarında görüyoruz.
O ise çırpınıp dururken içimizde.
Biz onu kafesinden dışarıya bırakmıyoruz.
İçimize hapsediyoruz.
Göğüs kafesinde boğuyoruz.
Henüz ötmeye başlayan bir kuş gibi.
Yumurtasını kırıpda dünyaya merhaba derken.
Biz onun sesini kesiyoruz.
Bütün varlığıyla uğurluyoruz.
Böylece onu hiç hissetmiyoruz.
Her şeyi uzakta arıyoruz.
Sahip olduğumuz mutluluğu farketmiyoruz.
Sahip olamadıklarımızı mutluluk sayıyoruz.
Var olmadıkça seviyoruz.
Var olanı iteliyoruz.
Sevemiyoruz.
Mutlu olamıyoruz.
Bu yüzden kâhroluyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder