Kafamın içi yavaş yavaş karanlığa büründü, çok geçmeden her türlü denetimi kaybettim. Kendi düşüncelerimin izini süremiyordum. Kafamın içinde cümleler uçuşuyor ama parçalanıp anlamlarını yitiriyor, tek tek sözcüklere indirgeniyordu; sonunda kelimeler de gitti, yalnızca sesler kaldı.
Gittikçe seslerle yaşamaya başladım.
Sesler, sözlerden örüldü.
Bu örgünün bir yerinde bir kördüğüm oldum ben.
Seslerle yaşamayı öğreniyorum,
Bu örgünün içinde bir motif olmayı.
Kelimeler izlerini kaybedip gittiler,
Geride hiçbir şey bırakmadan.
Cümle kuramıyorum artık,
Onlar kelimeleri alıp kaçmanın derdinde.
Harfleri yan yana getirememekteyim.
Onlar sesleri alıp kaçmanın peşinde.
Sesler sözcüklere dönüşemiyor.
Her şey lanetlendi, ne kıta kaldı ne de dize.
Lanetlenen her şey kendine kenetlendi.
Sesler çok uzak bir diyardan,
Duyulur duyulmaz bir fısıltıyla,
Yönelir bana doğru.
Ben sesine dönerim, işte sana doğru.
Delilik hayat buluyor bende.
Duygu durumlarında delilik.
Sözlerde yetersiz bazen.
Sesler kazıyor bütün sorunu.
Seslenmeler güzelleştiriyor yaşamı.
Bazen güzel bir ses, her şeyi unutturuyor.
Siliveriyor tüm çamura bulanmışlıkları.
Yeniden değişiyor her şey.
Uzaktayken sesler bu kadar,
Anlamak için uğraş gerektiriyor.
Sen gelsende yanıma.
Fısıldasan kulağıma,
Seslerden örülen büyülü kelimelerini.
Seslenmelerin benim yanımda olsa, bana doğru.
Her şey senden bana doğru.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder