"Şimdi ben gidiyorum fakat ne zaman çağırırsan gelirim..." dedi.
Evvela ne demek istediğini anlamadım...
O da bi an durdu ve ilave etti:
"Nereye çağırırsan gelirim."
Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna (Sayfa: 140)
Sarınmıştın kürklere.
Dolanıyorsun çevremde.
Bürünmüşsün kırmızılara.
Kitap kokusunu taşıyorsun üzerinde.
Örüyorsun dünyayı masallarla.
Destanları barındırıyorsun bedeninde.
Fırlamış gibisin şarkılardan.
Buram buram sevgi kokuyorsun.
Taşıyorum senide benimle.
Gittiğim her yere benden önce varmışsın.
Kürkünle tiran olmuşsun.
Sergileniyor yüzlerce resim.
Önünde hızla geçiyor insanlık.
Ben durup seyre dalıyorum portreni.
Ellerim dokunuyor fırçanın dokunduğu her köşeye.
Altın çerçevelere konmalı bu resim.
Ve herkesten saklanmalı.
Onu kimse bilmemeli, duymamalı.
Senin kitabın yazılalı çok oldu.
Ben yeniden yazıyorum seni.
Seni anlatan çok oldu.
Ben bir daha anlatıyorum seni.
Hepsinden daha farklı.
Ne öncekiler gibi, ne sonrakiler gibi.
Benliğimden sıyrılarak yapacağım bunu.
Sadece sen dolacaksın göğsüme.
Yarıp çıkaracağım kalbimde ne varsa.
Her köşesini seninle dolduracağım.
Ne varsa sana ait olmayan.
Hepsi mahkûmdur yok olmaya.
Yok olmak için var oldular.
Varlık gelince yokluk olacaklar.
Epik bir anlatım bu.
Seni anlatmaya dilim kâfi değil.
Ancak ruhumun coşkularıyla bütünleştiğinde.
Ve dışavurumu sessiz bir şarkı.
"Maria Puder bana bir ruhum bulunduğunu öğretmişti.
Ve ben de;
Onun, şimdiye kadar rastladığım insanlar arasında ilk defa olarak,
bir ruhu bulunduğunu tespit ediyordum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder