18 Temmuz 2014 Cuma

Melek: Sustu Kudüs

Söylesene Vera,
Çocuklara sıkılan hangi kurşun kahpece değildir?


Bak gökten kan yağdı yine.
Yere düşen yağmur damlaları değil, hayır,
Ölen çocukların kalplerinde kalan umutlar.

Bak henüz doğmadı kimisi,
Kimisi doğmadan öldü.
Peki, kim verecek doğmadan ölen çocukların hesabını?

Melek: Kan ağladı bulutlar ve sustu Kudüs...

İsa çarmıha gerildi saatler evvel.
Henüz asırlar geçmedi üzerinden,
İnsanlığımızın avuçlarından kan damlıyor.

Neyi terk ettik de cezamızı çocuklar ödüyor?
Ciğeri söküldükçe inlediği için derinden,
Böyle acı içerisinde kaldı kadınlar.

Melek: İnsanlık öldü ama kimse sesini işitmedi...

İnsanlık susarken konuştu Azrail.
Aldığı cân bir bebeğe aitti.
Cesetleri topluyorduk biz çocuk parklarından.

Ellerinde top, kalplerinde umut, ölüme gittiler.
Ölüm bir oyun muydu ki tüm çocuklar böylesine,
Böylesine koşa koşa ona gitti?

Melek: Her ölüm sırayla değil ki...

Nereye gidiyorsunuz çocuklar?
Gözümüzdeki yaşlar kurumadı henüz,
Nereye böyle, ardınızda bıraktıklarınız...

Kaç çocuğumuzu daha kaybedeceğiz kör gecede?
Bak baykuşlar bile yok artık,
Çocuklar ağlamıyor artık, hepsi öldü...

Melek: Şimdi cennette binlerce meleğimiz var...

Sahilde dört çocuktuk biz.
Üzerlerimize bomba yağmuru başladığında,
Henüz gülüyorduk ve bilmiyorduk bombanın ne olduğunu.

Bize acının ne olduğunu öğretmediler.
Anneler ve babalar içlerinde taşırdı onu,
Biz giderken yine acıyı miras bırakıyoruz onlara.

Melek: Biz, Filistin'de ölen masum çocuklarız biraz da....

Bak birisi Vera dedi günün birinde.
Ben Melek dedim şimdi.
Birisi gelip bir başka isim versin sana.

Birisi gelip günün birinde tamamlasın bu şiiri.
Ben son mısraı yazamadım henüz.
Bazı şiirlerin sonu yazılmamalı.

Melek: Ölüyoruz, ölen her çocukla, doğarken ölüyoruz...

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder